Çözüm süreci sadece PKK'ya silah bıraktırma çabası değil, onu da içine alan ama daha büyük bir proje...
Bu yüzden "PKK silahları ne karşılığında bırakacak?" sözü öngörüsüzlüğe işaret ediyor. Dahası ya "ver kurtul" veya "öldür kurtul" arasına sıkışıp kalan eski Türkiye'yi hatırlatıyor...
Hâlâ bunu aşamayanlar olduğu gibi "yeni çözüm süreci"nin nasıl bir Türkiye'ye yol açacağını görenler de var. İşadamı Ethem Sancak gibi...
Önceki gün Sancak'la iki saati aşkın sohbet ettik. Başbakan Erdoğan hayranı Sancak, eski bir solcu.
Şimdi TÜSİAD üyesi, ilaç dağıtım sektörünün yüzde 40'ını elinde bulunduran Hedef Alliance'ın sahibi. Tarım ve hayvancılık alanında da büyük yatırımları var.
Sancak, hem siyasetin hem de iş dünyasının içinden gelen biri olarak çözüm sürecinin nasıl bir Türkiye tasavvuruna yol açacağını iyi görüyor.
Bunu da eski solculuğun kazandırdığı analiz yeteneği ve Hz. Muhammed'in soyundan gelen seyitliğin kazandırdığı "merhamet ve adalet" duygusuyla yapıyor.
Sancak, söze bir tespitle başlıyor: "İki kıtanın kesiştiği dokuya sahip olan Türkler, bünyesinde var olan öğretisini, İslam'ı keşfederek, merhameti ve adaleti yücelterek yeni oluşacak uluslar arası sisteme öncülük edecek. Bunun manası uygarlığın beşiğinin tekrar bu topraklara dönmesidir."
Bu tespitten sonra uygarlığın değişen rotasını da şöyle anlatıyor:
"Biliyorsunuz, tarihsel süreçte uygarlık kuşu enteresan bir rota izledi: Hindistan'dan yola çıktı, Mezopotamya'ya geldi. Antik Yunan'a geçti, Roma'ya gitti, İstanbul'a döndü, Venedik'e, Londra'ya geçti.
Ardından New York'a gitti."
Araya girip soruyorum; Peki hâlâ orada mı? Sancak, "Uygarlık Kuşu"nun oradan havalandığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
"Kapitalizm Batı'da çok derin bir bunalıma girdi ve uygarlık kuşu havalandı.
Şimdi ya İstanbul'a konacak ve uzun yıllar burada mola verecek ya da Hindistan'a dönecek." Bu kez, "İstanbul'a konması için bir zemin var mı?" diye soruyorum...
Sancak tam da bu noktada sözü demokrasi meselesine getirip devam ediyor:
"Bireyin özgürlüğünü öne çıkartıp anayasal bir sistem inşa edebilirsek, o zaman uygarlık kuşunu İstanbul'a indirebiliriz.
Başaramazsak sonumuz iyi olmaz.
Uygarlık kuşu gider Hindistan'a konar. Kimisi 'Çin' diyor ama orada ciddi problemler var. Bizim bunu yapabilmemizin yolu, merkezi idari sistemimizi değiştirip, anayasa ile birlikte cevval, hareketli bir ülke ortaya çıkartmaktan geçiyor."
Ve asıl soruna, Kürt meselesine geliyoruz.
Bu meseleyi çözmenin neden gerekli olduğunu Sancak, şöyle anlatıyor:
"Kendinden farklı vatandaşlarınla birleşemezsen merhamet ve adalet dağıtan, zenginlik yaratan sistemi kurmak hayal olur. Barışı sağlayamazsan dünyanın 10. Büyük ekonomisi olamazsın. Önce kendi içinde barışı sağlayacaksın. Barışa hangi modelle gidilebilir?
Başkanlık sistemine temel teşkil eden, adem-i merkeziyetçi, yerinden yönetimle gidebilirsin. Türkiye oraya doğru gidiyor.
İç siyasal sistemi, çevremizdeki 1,5 milyar insanla da birleşecek düzeye getirirseniz o zaman 2 trilyon dolarlık ekonomi de olursunuz, 5 trilyon doları da yakalarsınız."
Çözüm süreci PKK'ya silah bıraktırmayı da içine alan ama daha büyük hedefleri olan bölgesel demokratikleşme ve zenginleşme projesidir.
Sancak'ın bu söylediklerini daha ayrıntılı olarak Şeref Özgencil'in sahibi olduğu Finans Dünyası dergisinde bulup okuyabilirsiniz.