28 Şubat postmodern darbe soruşturmasını izlerken aklımın bir yerinde hep o "Susurluk" sorusu var.
28 Şubatçılar aslında bir taşla iki kuş vurdular. Hem "irtica"yla mücadele adı altında Refah Partisi'ni iktidardan indirdiler, hem de bizzat Refahçılar eliyle halkın, "Susurluk Skandalı"yla ortaya çıkan "kirli devlete" karşı mücadelesini boşa çıkardılar.
O muhteşem sivil itaatsizlik örneği "Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi"ni hatırlayın... Bu ülke tarihinde belki de ilk kez milyonlar her akşam saat dokuzda "Yaşamımıza karışan kirliliğin son bulmasını istiyoruz!" temennisiyle lambalarını açıp kapadılar...
Avukat Ergin Cinmen ve Sürekli Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi öncülüğünde başlatılan bu eylem kısa sürede ülkeye dalga dalga yayıldı ve yaklaşık 30 milyon insanın katıldığı bir eyleme dönüştü.
Susurluk'ta ortaya saçılan devlet-çetemafya kirli ilişkisine Türkiye toplumunun yürekli bir çıkışıydı bu... O günlerde iktidarda Refah Partisi ve DYP vardı.
Ancak bir süre sonra toplumun bu çıkışı, 28 Şubatçıların ustaca taktiği ve medyanın estirdiği "şeriat gelecek" korkusuyla rota değiştirdi ve hükümete yöneldi.
Hükümetin Refah kanadı ise adeta tezgaha "Glu Glu dansı" ve "Mum söndü oynuyorlar" diyerek zemin hazırladı.
İktidarın öteki ortağı DYP'de bu tezgahtan pek rahatsız değildi çünkü Susurluk'un bir ayağında DYP vardı.
Tansu Çiller'in Kürt işadamları listesi, faili meçhul cinayetler, devletin çeteleşmesi ağırlıkla DYP'nin SHP ile iktidar olduğu dönemde gerçekleşti.
28 Şubatçılar, bir yandan Refah Partisi'ne yüklenerek, ortaya Müslüm Gündüzleri, Ali Kalkancıları, Fadime Şahinleri atarak toplumun kafasını karıştırıyor, öte yandan DYP'nin içini de Demireller, Cindoruklar vasıtasıyla oyuyordu. İşte bu ortamda "Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Eylemi" sivil rotadan çıktı ve "şeriata karşı" mücadelenin bir parçası haline geldi.
Bir anlamda 28 Şubatçılar, Refah'la birlikte DYP'ye de yüklenerek onları mağdur durumuna getirdi.
Oysa DYP, Susurluk'u yaratan ve 93'te bir nevi gizli darbeyle kendi komutanlarına suikast yapan, ülkeyi faili meçhuller diyarına dönüştüren zihniyetin siyasi ayağıydı.
Belki 28 Şubat'ın mağduru oldular ama Susurluk'un da failleriydi...
Peki, bir gün Susurluk'un kara defteri açılmayacak mı?