CHP'nin 16'ncı olağanüstü kurultayında beklenenin üstünde kalabalık söz konusu. Ama herkesin aklı fikri delege sayısında. Çünkü bu kurultay sayıların yarışı üzerine kurulu.
Tüzük meselesi işin bahanesi...
Eski siyasi aktörler Deniz Baykal ve Önder Sav'ın "demokratik tüzük" talebiyle ortaya çıkması da bu nedenle kimseye inandırıcı gelmiyor. Onlar da bunun farkında ve CHP gibi bir gücün ellerinden kayıp gittiğini gördükleri için son bir çıkış yaptılar.
Bu kurultayı bir önceki kurultaylardan ayıran da bu konuda artık son noktaya gelinmesi... CHP'de eski yeni tartışması bu kurultayla bitmese bile en alt seviyeye inecek.
Bu arada kürsüde Anadolu Ateşi'ni izlerken salonu dolduran kitleyi izliyorum, klasik erkek egemen CHP kurultaylarını aşan bir çeşitlilik var. Gençler ve kadınlar sayıca fazla.
Divan seçiminde Mersin Milletvekili İsa Gök'ün kürsünün önünde sürekli bir şeyler anlatmaya çalışması uzun bir süre gerilim yaratıyor.
Bu gerilim, Kılıçdaroğlu'nun konuşmaya başladığı sırada da sürünce salonun tepkisi ve korumaların desteğiyle atlatılıyor.
Kılıçdaroğlu'nun yeni CHP'ye ve yeni siyaset diline ilişkin ne söyleyeceğini merakla bekliyorum.
Uzun konuşması Meclis'teki grup konuşmasının ötesine geçmiyor. Kürt meselesiyle ilgili "Güneydoğu'da 30 yıldır var olan sorun" tespiti yapınca yanımdaki gazeteci arkadaşım şöyle diyor: "Yine adını koymadı."
Salondan biraz erken ayrılıyorum. Ayrılırken delege sayısı konusunda iki farklı rakam vardı: Yönetime yakın isimler delege sayısının 900'e ulaştığını, muhalifler ise 625'te kaldığını söylüyordu.
Sonra rakamın 948 olduğu belirlendi. Bu, Kılıçdaroğlu'na desteği gösterdiği gibi iki eski siyasi aktörün artık devreden çıkması gerektiğini de söylüyor.
Gürsel Tekin'in bir gün önce öngördüğü gibi sayının 900'den aşağı olmaması yeni yönetimin büyük başarısı...
Bu destek CHP'nin son dönemde ifade etmeye başladığı ve "ulusalcı" kesimlerin sert tepkisine yol açan "yeni politikalarına" yani "açılıma" destektir.
Bu sonuç, son birkaç gündür yazdığım CHP'deki değişim trendinin de doğrulandığını gösteriyor.
Delege ve taban bir anlamda üzerine düşeni yapıyor. Her türlü eleştiriye rağmen Kılıçdaroğlu ve ekibine destek veriyor. Şimdi partiyi büyütmek için yeni siyaset geliştirme görevi onlara düşüyor.