Merkez Bankası, kısa süre arayla iki kritik açıklama yaptı. Hem faiz koridorunun üst sınırını 75 baz puan artırdı hem de yılsonu enflasyon hedefini yukarı yönlü güncelledi. Enflasyondaki artışta, tarım fiyatları kadar son dönemdeki kur oynaklığının da etkili olduğunu anlattı. Kurdaki gelişmelerin fiyatlara kalıcı yansımasını önleme adına parasal sıkılaştırmaya gitti.
Banka yönetimi, "fiyat istikrarı ile finansal istikrarı" aynı anda gözettiği için "kredi faizi ile mevduat faizi" arasındaki ilişkiye özel önem veriyor. Nitekim Merkez Bankası uzmanlarının yaptıkları araştırmalar da büyüme dönemlerinde faiz farkının daraldığını, bankalararası yarışın kredileri hızla genişlettiğini gösteriyor. Böyle dönemlerde faiz farkının sınırlanması kredi hacmindeki artışı frenleyerek, finansal istikrara katkıda bulunuyor. "Faiz koridoru" krediler ve talep üzerinde etkili araç olarak kullanılabiliyor. Yani...

Merkez Bankası; küresel parasal riskler ortada iken enflasyondaki kıpırdamaya, bir de hormonlu banka kredilerinden kaynaklanabilecek finansal istikrarsızlığın eklenmesini istemiyor. Bir başka deyişle dik yokuşa vurmadan önce gaza basmayı düşünen Türkiye ekonomisi, şimdi, vites küçültüp, yavaş çıkmayı göze alıyor. Bu nedenle, "siyasi otoritenin, büyümedeki yavaşlamanın hissedileceği 2014 baharındaki seçimlere dikkatli girmesi gerekiyor".