30 Ağustos'ta bir haftalığına tatile çıktım. Tatile çıkarken Yeni Türkiye döneminde artık Türk medyasının en büyük iki gazetesi SABAH ve Hürriyet asgari müştereklerde ittifak yapar diye inanıyordum. Fakat Hürriyet'te yine eski hastalıklar nüksetti. Hani BU ÜLKENİN GÜVENLİĞİ konusunda ortak hareket edecektik Aydın Bey? Benim kızımla aynı adı taşıyan yeni torununuz oldu. Allah analı babalı büyütsün. Bu çocuklar hiçbir gizli örgütün devleti ele geçiremediği zengin ve güçlü bir Türkiye'de büyüsün. SABAH ve Hürriyet olarak gel bu noktada ittifak edelim.
***
25 Aralık kepazeliğinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı büyük komplo olduğunu çok iyi biliyorsun Aydın Bey. Fakat gazeten Hürriyet SABAH'a ve Erdoğan'a karşı takıntısından tüm ülkeyi ateşe atan tavrına devam ediyor.
Sedat Ergin savcılığın 25 Aralık'ın bir darbe teşebbüsü olduğunu sarih biçimde açıkladığı raporu okusun ve itirazı varsa yazsın. Aynı şeyi Taha Akyol da yapabilir. 25 Aralık noktasında tablo çok net. Saçma sapan örgütler yaratılıp başına Erdoğan konmuş. Amaç Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı katakulli ile içeri tıkmak.
***
Aynı komployu iki davada sana da yaptılar Aydın Bey.
Sırf seni kafeslemek için operasyon yapanın aynı Gülen örgütü olduğunu bana söyleyen bizzat sensin. Hani sen korkusuz adamdın? Niye Pensilvanya'dan bu kadar korkuyorsun? Bu paralel yargı rezaleti konusunda Hürriyet hâlâ tavır almayacaksa yeni dönemde nasıl meşruiyetten bahsedeceksin? Hâlâ mı bu paralel örgütten çekiniyorsun? Yoksa 12 Ekim HSYK seçimlerini mi bekliyorsun?
12 Ekim'de bu örgüt yerle yeksan olacak. Tüm farklı görüşlerdeki hâkimler ve savcılar bu azınlık paralel örgüt yargısına karşı birleşti. Yargı camiasını çok iyi bilen Zafer Mutlu'ya sor bu durumu. 12 Ekim'de çıkacak tabloyu sana anlatsın. Şunu bil ki ne yaparsa yapsın
Pensilvanya bir daha yargı sistemimize hâkim olamayacak Aydın Bey. Öte yandan AKP yargısı diye bir şey de olmayacak. Zaten öyle bir şey teknik olarak mümkün değil. Sen de iyi biliyorsun ki AKP'nin devlet içinde örgütlü kadrolaşması yoktur. Yargıda Birlik Platformu'nun da çoğunluğu paralel örgüte tepkili CHP ve MHP eğilimli hâkimler ve savcılardır. Bu örgütlü kadrolaşma işi paralel yapının uzmanlık alanıdır. Yeni Türkiye'nin yargısı tüm farklı kesimlerin bir arada olduğu şeffaf bir yargı olacaktır.
***
Sedat Ergin'in Hürriyet'in başına geldiği gün şunu yazmıştım:
"SABAH ve Hürriyet bu ülkenin güvenliği noktasında bir bütün olmak zorundadır. Bu bir meşruiyet meselesidir. Eğer bu iki gazeteden biri gayrimeşru çizgiye savrulursa infilak eder. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin kozmik odaları dinlenmişse ve bu gizli bilgiler bir suç örgütünce ortaya dökülüyorsa SABAH ve Hürriyet bu kozmik konuda farklı görüşte olamaz. Bu örgütün devletin haremine girip bu bilgileri yaymasını savunan kimse gayrimeşru biridir. Eğer bunu bir gazete kurumsal olarak yapıyorsa o kurum ve patronu gayrimeşru ve kriminal duruma düşer. Bu, ülkenin milli istihbarat örgütünün mensuplarının durdurulup düşman askeri gibi yere yatırılması ve dövülmesi konusunda da aynı şekildedir. Bu iki konu siyasi görüş meselesi değildir. Bu ülkeye ihanet edip etmemek meselesidir. Hürriyet işte bu iki kritik konuda tarihindeki devletten yana çizgi ile de hiç bağdaşmayacak şekilde davrandı. O dönem SABAH olarak ısrarla Hürriyet'in ve Aydın Doğan'ın Türkiye Cumhuriyeti'ne topyekûn düşman bir çizgiye savrulma tehlikesi içinde olduğunu söyledik. Bu uyarılar SABAHHürriyet rekabetinin bir parçası değildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kurumlarının Doğan'a yönelik ortak bir deklarasyonunun yansımasıydı.
***
Aydın Doğan ise son açıklamasında şöyle diyor: "Hürriyet, her zaman demokrasiden, hukukun üstünlüğü ilkesinden ve bu çerçevede meşruiyet çizgisinden yana olmuştur. Hukuk ve meşruiyet çizgisi dışına çıkan hiçbir hareketin, yapılanmanın yanında olmamız söz konusu olamaz. Devlet tektir. Devletin bünyesi içinde farklı yapılara hoşgörü gösterilemez."
***
Bu açıklama ne kadar samimi? Onu da yarın yazacağız.