28 Ağustos 2014 Türkiye tarihine Cumhurbaşkanlığı makamının millete devredildiği bir gün olarak geçti. Daha önce eski Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı millete değil devlete aitti ve o makamda oturan kişi resmi devlet ideolojisi adına toplumu ve siyaset kurumunu terbiye etmekle görevliydi.

O sebeple eski rejim Cumhurbaşkanlığı makamının seçimle gelinen bir makam olmasını hiçbir zaman istemedi. Çankaya toplumun çoğunluğunun taleplerinden ve tercihlerinden uzak bir vesayet makamıydı. Elbette daha önce bu kategoriye girmeyen cumhurbaşkanlarımız oldu.
Fakat onlar da hiçbir zaman çok etkili olamadılar.
Milletin beklentilerini ve arzularını Çankaya'ya yeterince taşıyamadılar. 28 Ağustos 2014 milletin çoğunluğunun iradesiyle Çankaya'nın şekillendiği ilk gündür ve milletin çoğunluğunun iradesi Recep Tayyip Erdoğan'da tecelli etmiştir.
Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasıyla Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dün resmen ilan edilmiş oldu. Bu tarihi günde parlamento çatısı altında yaşananlar utanç vericiydi.
Demokratik iradeyle seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı'na herkes saygı duymak zorundadır. Bu demokrasinin ve meşrutiyet fikrinin şartıdır. Statüko adına defans yapmaktan başka hiçbir işlevi olmayan CHP zihniyeti 2001 model kitapçık fırlatma kepazeliği ile dün yaşanan güzel güne gölge etmek istedi. Ama şimdiden bu terbiyesizlik unutuldu gitti. Biz artık Eski Türkiye partilerinin saçmalıklarına değil Yeni Türkiye'nin inşa ve ihya edilmesine önem vermeliyiz. Yeni Türkiye tüm farklı kesimleri kapsayabilmeli. İşte o yüzden Recep Tayyip Erdoğan Pensilvanya hariç bütün farklı kesimlere dost elini uzattı. Yeni Türkiye'nin inşasına katılmak isteyen Alevi, Sünni, Kürt, Türk, gayrimüslim, dindar, solcu, sağcı, Atatürkçü, ulusalcı, liberal vs. herkese Yeni Çankaya'nın kapıları sonuna kadar açık olacaktır. Eğer Yeni Türkiye'ye düşmanlık ediliyorsa ve Eski Türkiye isteniyorsa yapılabilecek bir şey yok.
Ama Yeni Türkiye'nin inşasına bir tuğla da ben koymak istiyorum diyen herkesle diyaloga açık bir Çankaya olacak. Recep Tayyip Erdoğan bunun garantisini veriyor. Böyle güzel bir güne şahit olduğum için ben de çok mutluyum. 10 yıl önce bugünkü manzara hayal bile edilemezdi. 10 yıl sonraki Türkiye ise hayal bile edilemeyecek derecede güçlü ve zengin olacak. Buna adım gibi eminim.