1999'un başında İzmir'de askeri okul öğrencileri Gülen'in ışık evlerinde basılmıştı. Bu olayın hemen ardından, "sağlık kontrolü" gerekçesiyle Gülen ABD'ye kaçmıştı. İstihbarat ağı o zamanlardan sağlam olan Gülen, Türkiye'den kaçmıştı, çünkü kokuyu almıştı. Büyük operasyon geliyordu. 28 Şubatçıların tüm İslami grupları bitirme operasyonu kapsamından bu sefer kurtulamayacaktı. Oysa Gülen ülkeden kaçtığı tarih 1999'a kadar 28 Şubat askeri yönetimiyle iyi geçinmişti. 28 Şubat paşalarına "Hoşgörü Ödülü" bile vermek istedi. Devlete yerleştirdiği şakirtlerinin güvenliği için diğer dindar gruplara sırtını çevirmişti. Ne de olsa Gülen'e adanmış ruhlar nesli yani altın nesil seçilmiş üstün bir sınıftı. Diğer dindar yurttaşların başına ne gelirse gelsin, Gülen'e adanmış elit ruhlar zarar görmesindi. Tüm dindar nesil mahvolsa da hayatı kaysa da mühim olan altın nesil mensuplarının makam kaybetmemesiydi. Zaten o yüzden 28 Şubat darbesi desteklenmişti.

***
Haziran 1999'da TSK kendisine operasyona başlayınca Pensilvanya bir anda 28 Şubat'a karşıt hale geldi. Pensilvanya'nın dışladığı diğer dindar gruplar ise bu hareketin 28 Şubat'ta yaptığını yapmadılar. İki sene önce yaşadıkları ihanete rağmen yine de kendini altın nesil görenlere sahip çıktılar. TSK'nın başlattığı Gülen operasyonuna karşı çıktılar. Bu operasyona karşı cemaatin yanında durdular. Oysa aynı Pensilvanya 1999'da devlet içinde açılan Fethullahçı soruşturması altın nesle değmesin diye yine klasik taktiğine başvurdu. Cemaatle alakasız onlarca ismin de Fethullahçı olduğuna dair servisler yapılarak soruşturmanın esas muhatabına ulaşmaması hedeflendi. Arada alakasız isimler de Fethullahçı yaftası altında zarar görürse görsün yeter ki bu soruşturma yangınından olabildiğince çok altın nesil mensubu kurtaralım mantığında olundu.
***
Dindar nesil kendisini iki sene önce satmış altın neslin başına bir şey gelmesin diye TSK'ya direnirken altın neslin imamları kendilerini kurtarmak için yine diğer dindar nesilleri ateşe atmıştı. Kemalistlerin gözü karardığı için devlet içindeki Fethullahçılar listelerine aç bir şekilde saldırıyorlardı. Bu durumdan istifade ederek listelerin çoğunu bizzat hazırlayıp medyaya servis eden ise bizzat cemaatin imamları olan istihbaratçılardı. O yüzden cemaatle alakası olmayan çok isme o dönem "Fethullahçı" dendi. Kemalistler de bu numarayı afiyetle yedi. Cemaat o dönem bu şekilde "sana saldırdıklarında başkalarını da kendinle beraber ateşe at" stratejisiyle davranarak istediği sonuca ulaştı. Bu sonuca ulaşmak için Kemalist görünümlü Truva atlarını da kullandı o dönem Pensilvanya. O Truva atlarından biri hâlâ sözde Kemalist bir gazetenin Ankara temsilcisidir. 1999'da Fethullahçılara çakıyor gözükerek esas cemaatin hardcore polis ekibini bu operasyondan koruma görevini ifa etmiştir. Alakasız isimlere Fethullahçı diyerek işi sulandırdılar. Açıkçası usta işi bir istihbarat operasyonuna imza attı Pensilvanya. Kemalistlere de bunu yedirdi. Truva atı olan bu sözde Kemalist şahsın çok yakın akrabası da cemaat imamlarından biriydi.
***
Şu anda da gündemde paralel örgüt soruşturması var. 1999'daki paralel stratejinin aynısı yani kapsamı özellikle çok genişleterek paralel örgüt yapısını koruma stratejisi devrede şu an. 1999'daki Kemalist görünümlü kripto paralelcilerin benzerleri şimdi de piyasaya çıkabilir. Hatta belki çıkmıştır bile. Yarın bu Truva atları meselesine devam edeceğiz.