Selam Terör Örgütü bahanesiyle binlerce kişinin paralel örgüt tarafından dinlenmesinin ortaya çıkmasından sonra dün de 30 ilde aralarında çok sayıda valilik ve kaymakamlığın da yer aldığı siyasi partinin il ve ilçe teşkilatları, emniyet müdürlükleri ve amirlikleri, adliyeler, savcılar, hâkimler, polis memurlarından emniyet müdürlerine kadar her kademeden emniyet görevlisi, TSK mensupları, belediye başkanlıkları, STK yöneticilerinin 'terörist' ve 'organize suç örgütü' üyesi gibi gösterilerek üç yıl boyunca illegal olarak dinlendiği ortaya çıktı.
***
Paralel örgüt 30 ilde 147 bin 858 kişiyi daha dinlemiş ve bu yurttaşların tüm mahremini arşivlemiş. Paralel örgüt
'Ergenekon, uyuşturucu, terör' gibi soruşturma dosyalarına dinlemek istedikleri isimleri monte ederek bu alçaklığı yapıyor. Paralel örgüt hâkim, savcı ve polislerin tüm özel hayatını ileride kullanmak üzere
'arşiv'liyor ki yarın en ufak bir itirazlarında bu mahrem bilgileri operasyonel amaçla kullanacak. Böylesine kalleş ve sinsi bir örgütü bu ülke tarihi görmedi gerçekten.
***
Dün de yazdığım gibi paralel örgütün istediği en büyük bilgi havuzu aslında GSM operatörlerinde mevcut. Paralel örgütün de yasadışı dinlemelerinin büyük kısmını bir GSM operatörü aracılığıyla elde ettiği bilinen bir olgu. Devlet şu an bu GSM şirketinde çok ciddi araştırmalar yürütüyor. Devlet hangi GSM yöneticilerinin hangi paralel örgüt elemanlarıyla işbirliği yaptığını çok iyi biliyor.
***
Bu konuda bir GSM operatörünün kimi yöneticileriyle paralel örgütün imamları arasında çok çarpık ilişkileri tespit etmiş durumda devletin yetkili birimleri. Şu an
bu GSM operatörünün özellikle bir yöneticisi ile paralel örgütün yargı imamları arasındaki ilişki mercek altına alındı. Araştırma ve soruşturma süreci derinleştiriliyor. Bu sürecin sonunda bazılarının hesap vereceği ve yaptıkları bu yasadışı işbirliğinin bedelini ödeyeceği kesin.
***
Tüm GSM operatörlerinin yönetim kurulu üyeleri ve yetkili konumdaki isimleri en başta da CEO'ları bu konuda hukuka uygun davranmak ve meşru otoritenin yanında durmak zorunda. Aksi bir tavrın bedeli ağır olacak.
Bir GSM operatöründe devletçe atanmış yönetim kurulu üyelerinin de bu bağlamda daha dikkatli olması gerekiyor. Özellikle yönetim kurulu başkanı koltuğunda olanların mesuliyeti çok daha büyüktür. Sizi oraya devlet atadı ve siz devleti çökertmek isteyen çete ile işbirliği yapan adamları korursanız bunun adı rezaletin de ötesinde ihanettir. Eğer gerçekleri fark etmiyorsanız da gaflet içindesiniz demektir. GSM şirketlerinde olup paralel örgüte çalışanlar tasfiye edilecek. Zaten bu işi yönetim kurulları yapmazsa çok yakında devletin en üst düzey birimleri yapacak.
***
Gördüğüm kadarıyla GSM dünyasındaki etkili isimler paralel örgütün GSM operasyonlarına yeterince duyarlı değil. Paralel örgütün bir GSM şirketi üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı bu operasyona her şeyden önce kamuoyunun tanıdığı geçmişte önemli devlet makamlarında bulunmuş GSM yönetim kurulu üyeleri karşı çıkmalı. Gerekeni yapmalı. Mesela bu kadar çıkan rezalete rağmen bir GSM operatörü çalıştığı paralel örgüte bağlı yargı elemanını hâlâ değiştirmedi. Bu paralel örgüt elemanıyla bir GSM operatörünün yöneticileri arasındaki tuhaf ilişki de şu an detaylı olarak inceleniyor. Türkiye GSM yöneticilerinin de işin içinde olduğu yeni skandallarla sarsılabilir. Benden söylemesi.