Daha Kürt konusunda o çıkışını yaptığı zaman bir yerlerde düğmeye basıldı, bütün Türkiye ve CHP yeniden tanzim ediliyor diye yazmıştım. Son kurultayı, hengâmesini okuyunca görüşümün doğruluğuna bir daha inandım: CHP yeniden tanzim ediliyor.
Tabii ki spekülatif bir iddia koyuyorum ortaya. Ama birkaç karinem var görüşümü temellendirecek, destekleyecek.
***
Her şey
Baykal'lın gidişiyle başladı. Henüz
Ergenekon tartışmalarının dorukta olduğu bir sırada, beceriksizliği ve CHP'yi kahredici yanlışların içine sürükleyen başarısızlığı nedeniyle bu politikacı yetersiz bulunup kenara itildi. Bir dönem kapandı izlenimi verilmek istendi.
Fakat her şey henüz kritik bir noktadaydı. Çünkü
28 Şubat ve 27 Nisan'a destek vermiş askerin ve bürokrasinin içinde ihtilaflar, kafa ve doğrultu karışıklığı vardı.
Kılıçdaroğlu'nun seçimi tam da budur:
kafa karışıklığı. Baykal dönemi ve politikalarını, desteklemek ne kelime, inşa etmiş
Önder Sav'ın bu operasyonu yapması başlı başına bir gösterge. O kadar ki,
Kılıçdaroğlu daima olmak istediği insanla, olması istenilen insan oluşu arasında salındı durdu. CHP'nin onun döneminde de kafa, kimlik, ideoloji karışıklığından kurtulamaması bu nedenledir.
***
Şimdi hadise biraz daha netleşiyor.
AK Parti'nin son dönemde içine girdiği politikalara bir alternatif üretilmesi gitgide daha fazla bir ihtiyaç haline geliyor belli çevrelerde. Hâlâ % 50 küsurlarda dolaşan bir parti. Yeniden kazanılacak bir seçim.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olacağı bir Türkiye,
Numan Kurtulmuş'un öne çıktığı bir siyaset (özellikle bu son adım herhalde ABD başta olmak üzere çok kesimi rahatsız etti ama benim görüşüm farklı, mutlaka yazacağım...) bir denge siyaseti üretilmesini şart koşunca devlet içindeki ikilem biraz çözülür gibi oldu.
AK Parti'nin daha
sağa kayan yeni politikası karşısında daha, haydi '
Ergenekoncu' diyeyim, bir CHP politikası doğru olmayacaktı. Partinin biraz daha
farklılaşması istendi. Ama o kadar;
sadece farklılaşmak. İdeolojik bir ayrışma, netlik değil, bir farklılık görüntüsü. Doğrusu bu
devlet içi 'savaştan' veya mücadeleden sonra fazlası beklenemezdi. Söylediğimin kanıtı
İlhan Cihaner'dir. Tepe ondan kurtulmak isterken kemikleşmiş faşizan taban destekleyip PM'ye yerleştirdi.
***
Şimdi ne oldu CHP'de?
Gençleşmeden söz ediliyor. Bütün öğrencilerini politikaya teşvik ve tahrik etmiş hatta kışkırtmış biri olarak elbette partiye giren iyi diplomalı gençlerden memnuniyet duyarım ama bu siyaseten değişme vs anlamına gelmez. Bu hatta çok tehlikeli bir
teknolojizmin ve artık neredeyse nefret ettiğim bir kavramla ama kavramı doğru kullanarak söyleyeyim
elitizm anlamına gelir.
Ne var onun dışında yenileşme sayılacak?
Çarşaf liste mi? Elbette önemli ama nereye kadar?
Hâlâ alabildiğine
karma (eklektik) bir parti. Hâlâ
ideolojik berraklaşmasını tamamlayamamış bir parti. Beni büsbütün üzen fazlasını söyleyeyim,
ideolojisi olmayan bir parti. Bir tek kelime
sosyal demokrasiden söz edildiğini duyan var mı bu partide?
Hangi değişim?