Kesinlikle desteklediğim Kürt konusundaki girişimi CHP kendi kararıyla mı başlattı? Ya da şöyle söyleyeyim, CHP uzun, köklü, derin bir iç tartışmasının, dönüşüm arayışının bir uzantısı, sonucu, kararı olarak mı ortaya çıktı bu konuda?
Tek bir emare yok öyle olduğunu gösteren. İçine kapalı, kendisiyle uğraşan, ideolojik dönüşümde mütereddit bir parti var karşımızda. O halde nasıl oluyor böyle bir gelişme ve bu hamle bundan sonrası için ne söylüyor?
Herkesi kızdırmak pahasına ben düşündüklerimi söyleyeyim...
Birincisi, ordunun yeni pozisyonu.
AK Parti ordunun 28 Şubat dediğimiz ama 1997'den çok önce başlamış "sürekli (daha doğrusu 'süreğen' yani kesintisiz) darbe" anlayışını geriletti. Daha bir iki gün önce çok önemli bir olay cereyan etti. Adıyaman'daki üniversitenin mezuniyet töreninde Garnizon Komutanı Albay bölüm birincisi (kendisini kutlarım) başörtülü genç mezuna, elini sıkıp ödülünü verdi.
Bu, ordudaki değişimin daha ileri kanıt istemeyen önemli göstergesi. O değişim CHP'yi etkiliyor. Eğer ordudaki radikal kanat daha da geriletilir ve ordu büsbütün demokratik çizgiye taşınırsa CHP'deki açılımın daha ileri gideceği kesindir. (Bu hazin bir durumdur ama ne yapalım ki böyle...)
Uzun sözün kısası, yeni durumun ilk değişkeni CHP değil ordudur. Ordu eski mevziini terk ediyor CHP de yenileniyor. Ordu dönüştükçe CHP de dönüşecek! Nitekim şu yukarıda verdiğim örneğin başka düzeydeki tezahürünü Fehmi Koru üstadımız geçenlerde CHP için yazmış ve partinin eski "irtica" söylemini terk ettiğini belirtmişti. Bendenizin verdiği örnekle bu saptama zannediyorum tamamlayıcıdır ve görüşümü kanıtlamaktadır.