Balyoz muhipleri, -darbe sevdalıları da diyebiliriz- sanık avukatlarıyla el ele, mahkemenin gerekçeli kararını çürütmeye çalışıyor. Mahkeme, "Oraj ve Suga gibi eylem planlarının asılları Genelkurmay Başkanlığı'nda mevcut" demiş gibi, gerçekle bağdaşmayan bir tartışma zemini oluşturma çabasındalar.
10. Ağır Ceza Mahkemesi, 11, 16 ve 17 nolu CD'ler içindeki Balyoz Harekât Planı ve eklerinin, Genelkurmay Başkanlığı'nda asıllarının bulunduğunu söylemedi. Gerekçeli karar dikkatli okununca, mahkemenin meramı anlaşılıyor. Dijital verilerde yer alan bazı dosyaların askeri birimlerde asıllarının mevcut olmasının, tartışılan CD'ler üzerindeki şüpheleri bertaraf edecek bir kanaatin oluşmasına katkı sağladığı ifade ediliyor. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması da aynen bu istikamette. Açıklamaya göre, Mahkeme'nin gerekçeli kararında, sadece, "Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir'de sanık Hakan Büyük'te ele geçirilen dijitallerdeki taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca bildirilmiştir" şeklinde bir ibare var. Bilgi kirliliği yaratılıyor. Mahkeme, Eskişehir ve Gölcük'te ele geçirilen CD'lerdeki taranmış belgelerin asıllarının askeri birliklerde bulunduğunu söylüyor. Avukatlar bunu genelleştiriyor ve mahkemeyi yalancılıkla itham ediyor.
***
10. Ağır Ceza Mahkemesi, dijital verilerin doğru olduğu kanaatine varmasında başka unsurların da rol oynadığını belirtiyor ve onları sıralıyor:
Sözgelimi, 20 Aralık 2002 tarihli Çetin Doğan'ın 1. Ordu Komutanlığı koordinasyon toplantısındaki konuşması: "
Silâhlı Kuvvetler siyasetin dışındadır. Dışında olmak, cumhuriyetin temel ilkelerinin örselenmesine göz yumarız anlamına gelmez. TSK'nın tarihi misyonu, Kemalist çizgiyi her zaman muhafaza etmektir. Şimdiye kadar içimizde barınamayanlar Meclis'e taşınmıştır. Bu meydan okuma karşısında kategorili personel (İrtica yüzünden takibe alınmış personel. NI) "
10. Ağır Ceza Mahkemesi, Plan Semineri'nde özel isimlerin kullanılmasını (Tuzla ve Sultanbeyli Belediye Başkanlarının görevden alınması gibi), seminere katılanların "İstanbul'un üzerine çökelim", "Fırınlarından pastanelerine kadar bütün listelerimiz hazır", "Köklerini kazıyalım", "Acıma yok, tepeleme var", "İsrail'in yaptığı gibi yapalım" şeklindeki ses kayıtlarını da, Balyoz Harekât Planı'nın varlığına dair deliller olarak görüyor.
KKK'nin izin vermemesine rağmen iç tehdide yönelik plan semineri için ısrar edilmesi de, jenerik senaryo kamuflajlı bir darbe planı hazırlandığına dair mahkemenin kanaatini güçlendirmiş.
Ayrıca Gölcük'te ele geçirilen hard diskteki bilgilere göre, Poyrazköy'de kazı yapıldı, bin 200 adet tabanca fişeği, 900 uzun namlulu tabanca fişeği, patlayıcı madde, infilak ve saniyeli fitil ele geçirildi.
Balyoz Darbe Planı'nın yer aldığı 11 nolu CD'nin aynısı, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda, hem CD olarak bulundu, hem de muhtevası hard diskin içinden çıktı. Benzer belgelere Eskişehir'de Hakan Büyük'ün evindeki flash bellekte de rastlandı. 3 ayrı yerde bu planların çıkması, mahkemede CD'lerin doğru olduğu kanaatini pekiştirdi.
Balyozcuların bir başka iddiası, Çetin Doğan'ın zaten emeklilik yaşının geldiği hususu. Oysa, Aytaç Yalman istifa ettirilip, yerine Çetin Doğan'ın Kara Kuvvetleri Komutanı olması planlanıyordu. Böylece emeklilik yaşı 2 yıl uzayacaktı. Avukatlar burada da bilgi kirliliği yaratıyor.
Para alan avukatların, sanıkları canla başla savunmasını anlıyorum da, gazetecilerin Balyoz darbesini aklama çabalarının hangi gerekçeye dayandığını çözmüş değilim.