Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Hrant Dink cinayeti gerçekler, yalanlar

Hrant Dink davasında yavaş da olsa bazı ilerlemeler ortaya çıktı. Dink avukatlarının ısrarlı takibi sonucunda, davanın sonuna yaklaşıldığı bir sırada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın verileri mahkemeye ulaştı; cinayetin işlendiği bölgede, 5 kişinin o saatlerde, sanıklardan Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu ile konuştuğu gene avukatlar tarafından belirlendi. Mustafa Öztürk, eski Trabzon Alperen Ocakları Başkanı; Hacısalihoğlu da Erhan Tuncel'in ev arkadaşıydı.
Birilerinin gerçeklerin üzerini örtme amacını taşıdığı ortada. Ama davanın dikkatli takipçileri ve başarılı avukatlar sayesinde, geç de olsa adım atılabiliyor.
Tam bu noktada, birçok kişinin "iman ettiği" bir gerçeğin, aslında tam da öyle, inanıldığı gibi olmadığını söylemek zorundayım. Nedim Şener'in Dink cinayeti aydınlatılsın diye yoğun gayret sarf ettiği, genel geçer bir doğru olarak kabul görüyor. Oysa kitaplarını okuduğunuzda, Hanefi Avcı ile birlikte, Emniyet'teki iç çekişmenin bir tarafı olarak pozisyon aldığını fark ediyorsunuz. Bir örnekle açayım. Dink'in öldürüleceğine dair ihbarın, İstanbul İstihbarat Şubesi tarafından hakkıyla değerlendirilmediği, buna yönelik hiçbir ciddi çalışma yapılmadığı, hatta yapılmış gibi, cinayetten sonra sahte evrak düzenlediği, Dink'in avukatlarının gayretiyle ortaya çıktı. İşi savsaklayan kişi, İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler'di. İstanbul İstihbaratı'nın, Trabzon'dan gelen 17 Şubat 2006 tarihli ihbar yazısı üzerine tahkikat yaptığını söylemesine rağmen, Müfettiş incelemesinde, raporun, sahte olarak cinayetten sonra, geçmiş tarihli olarak tanzim edildiği anlaşıldı. Tahkikat raporunun altında imzası bulunan personelin, o tarihte Anadolu yakasına hiç geçmedikleri ve başka bir tahkikat için görevli oldukları belirlendi. İstanbul İstihbarat, Osman Hayal'in telefonlarıyla ilgili bir çalışma da yapmamıştı. Ama cinayet sonrası yaptığına dair bazı bilgisayar çıktıları gösterdi. Buna mukabil, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, merkezdeki Bilgi İşlem çalışmalarına dayanarak, Hayal'in telefonlarının, İstanbul tarafından izlendiğine dair bilgilerin log kayıtlarında görülmediğini belirtti. İstanbul İstihbarat ise, "log kayıtları değiştirilmiş" iddiasını ortaya attı.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA