Somali dönüşünde Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü'den Saygı Öztürk ile konuşmuş ve "Necdet Özel'i Genelkurmay Başkanı olarak görmek istiyorum; hükümetin adamı olarak değil" diyerek ilâve etmiş: "Yani şak emredileni, tak yapıyor olmamalı."
Bu sözler, ister istemez bana eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Paşa'yı hatırlattı. Adı "Tak-şak Paşa"ya çıkmıştı. Çünkü "Başbakanım şak emreder, ben tak yerine getiririm" diye konuşmuştu. Sivil irade hâkimiyeti diyorsak, doğru olan da budur. Ama o tarihte, Güreş'in bu tavrı anlaşılamamıştı. Milletvekili seçilmesi bile, asker arkadaşları tarafından çok eleştirilmişti: "Nasıl oluyor da, koskoca bir Genelkurmay Başkanı bir parti liderinin emrine giriyor" diyorlardı.
Oysa, asker siyaset yapmak istiyorsa, bir partiyi tercih eder; seçilince de, parti disiplininin gereğini yerine getirir. Doğan Güreş, demokrasilerde doğal olanı yapmıştı. Ama o günkü ortamda, zihinler, vesayetçi rejime kenetlenmiş olduğundan, bazı çevrelerde anlaşılamamıştı.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e verdiği bu selâm ve o vaziyet alış da, demokrasinin gereğidir. Ve kimse tarafından istismar edilmemelidir. Yadırganması gereken olaylar geçmişte kaldı. Meselâ GATA'daki törende Abdullah Gül'e, "Cumhurbaşkanım" diye hitap edilmemesi. Hâlâ devam eden yanlış uygulamalar da mevcut. Sözgelimi, askerlerin Çankaya'daki 29 Ekim resepsiyonlarını boykot etmesi.
Gülhane Tıp Akademisi'ndeki mezuniyet törenine 4 yıldan sonra, ilk defa hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan katıldı. 2007'deki toplantıda, Cumhurbaşkanı Gül'ü askerin istiskal etme teşebbüsü, bu törenlerin, politikacılar tarafından protesto ya da boykot edilmesine yol açmıştı. Tabii ki bir normalleşme sürecindeyiz. Ama GATA'daki tören fotoğrafına iyice baktım, bir noksan var. Neden, askeri zevat eşlerini getiriyor da, Emine Erdoğan ya da Hayrünnisa Gül o toplantıya katılamıyor?
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in topuk selâmı, demokratik hiyerarşinin doğal bir sonucu. Ama GATA'daki törende hâlâ noksanlar göze çarpıyordu. Askerler eşleriyle gelmişti. Neden Hayrünnisa Gül ve Emine Erdoğan yoktu?