O, şöhretli bir babanın, çok tanınmış ve sevilen bir sanatçı annenin kızı. Belki, Türkiye'de ismi fazla bilinmiyor ama, ilim çevrelerinde genç yaşına rağmen takdirle adından söz ediliyor. Fevkalâde iyi bir eğitim aldı. Harvard'da elektronik mühendisliği okuduktan sonra, Cambridge'de "ses sentezleme ve konuşturmacı dönüştürme" alanında çalıştı. Doktorası, "seslerin farklı duygulara dönüştürülmesi" ile ilgiliydi.
Bu anlattıklarımdan, belki de doktora konusunu tam olarak anlamamış olabilirsiniz. Ben de kendisinden rica ettim, "Biraz açabilir misin?" diye...
Açıkladı:
- Meselâ, 15 dakika sizi konuşturalım, 15 dakika da başkasını. Makine, sesleri modelliyor, sonra o modelleri birbirine dönüştürüyor. Sizin konuştuklarınızı bir başkası konuşabiliyor. Aynı prensipten yola çıkarak, duyguları da yansıtacak bir çalışma gerçekleştirdim. Gerekli vurguları yapmak suretiyle, konuşmaya mutlu, heyecanlı ya da sinirli bir hava verebiliyoruz.
Herhalde kimden bahsettiğimi merak etmişsinizdir. Cüneyt Özdemir'in eşi, Zeynep'ten. Babası, Türker İnanoğlu, annesi Gülşen Bubikoğlu. 250 sayfalık doktora tezini, 20-30 sayfalık bir makale halinde, teknoloji dünyasının prestijli yayınlarından olan Speech Communication (Sesle İletişim) dergisinde yayınladı. O dergide, sadece yayına kabul süreci bir yıl sürüyor. 2008'de makalesini dergiye vermiş, makale, 2010 başında yayınlandı. Ödül alması için de, aradan 2 yıla yakın süre geçmesi gerekti. Çünkü, Ödül Komitesi, bu makaleye kaç kişi referansta bulundu, çalışmadan kaç kişi yararlandı, bunu inceliyormuş. Perşembe (1 Eylül), Barselona'da, Avrupa Sinyal İşleme Konferansı (Eusipco) toplanıyor. Orada, en iyi makale ödülünü Zeynep Özdemir alacak.
Gözlerinizi bir an için, ilginç jürili, onun bunun azarlandığı, zaman zaman da göklere çıkarıldığı televizyon yarışmalarından kaldırıp, ilim dünyasındaki bir yarışmaya ve Zeynep'in başarısına odaklanın istedim. Zeynep, en önemli beyinlerle yarıştı ve teknoloji dünyasına yeni ufuklar açan bir makale yazdı. Zeynep'in, Cambridge'de, teknolojiyi birlikte geliştirdiği bir grubu vardı. Ses sentezleme sistemlerini bir çok alanda uyguladılar. Ne yapabileceklerine bir örnek vermek gerekirse: Sözgelimi, Tayyip Erdoğan'ın ses kayıtlarını alıp, iyice temizleyebilirler. Toplanan bu verilerden hareketle, onun gırtlak ve ağız modelini makinede yaratıp, yazılan herhangi bir metni, makinenin Tayyip Erdoğan'ın sesiyle okumasını sağlayabilirler. Kelimeleri bir araya getirip, yeni söylemler oluşturmuyorlar; modeli istedikleri gibi konuşturabiliyorlar. Ayrıca, sözleri, öfkeli ya da duygusal bir havada aktarabiliyorlar.
Gizli ses kayıtlarıyla siyasi ortamın karıştırıldığı bir dönemde, Zeynep Özdemir'in faaliyetleri, olaylara farklı boyut kazandırabilir. Ama o, tabii ki bu gibi konuların tamamen dışında. Zaten çalışmasının bir bölümünü, Google'a sattı.