2010'un ilk üç ayında, ekonomi % 11.7 büyüdü. Bu rakama, "Geçtiğimiz sene eksideydik, bu büyüme doğal" diye burun kıvıranlar çıktı. İkinci üç ayda, % 10.3 oranında büyüdük. "Henüz, 2008 seviyesine gelmedik" diyenler mutlaka olacaktır. Gelmedik ama, yaklaştık... sevinsenize! 2008'de fert başına düşen milli gelir 10 bin 440 dolara kadar yükselmişti. Krizle birlikte, 8 bin 590 dolara indik. Şimdi gene 9 bin 443 dolar seviyesini yakaladık. İMF desteği olmadan krizden çıktık; işsizlik de azalıyor. Enflasyon gene tek hanede. Borsa rekor kırıyor. Bu başarılardan dolayı üzülenler var. Onlar hâlâ "korkuyor." Erdoğan "Ne yapalım sizi korkutmamak için?" diye soruyor. Somut bir teklif de yok ortada. Belki Emine Erdoğan başını açsa korkuları azalacak!
Düşündüm de, ben de korkuyorum. Oyunu bile atmayı beceremeyenlerin iktidara gelip ekonomiyi alt üst etmesinden, aynı Ecevit'in başbakanlığı döneminde yaşadığımız günlere geri dönmekten korkuyorum. Birinin "ak" dediğine, diğerinin "kara" diyeceği koalisyonlardan korkuyorum. Bu kadar dinamik bir başbakan yerine, yürüdü, yürüyemedi, düştü düşecek havasında birilerinin başımıza geçeceğinden korkuyorum. Enflasyonun tavan yapmasından, Türkiye'nin fakirleşmesinden, Ergenekoncuların serbest kalıp, Andıçlarla insanları karalamasından, darbecilerin yeniden palazlanmasından korkuyorum. Haydi bakalım CHP de benim korkularımı yatıştırsın.