İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı hazırladığı iddia edilen albay Dursun Çiçek, hem askeri mahkemede, hem de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Askeri mahkeme, onu, "görevi kötüye kullanmak" suçundan, 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise, "terör örgütü üyesi olması" suçundan yargılıyor. Askeri savcının iddianamesinde, "Islak imzalı belgenin Dursun Çiçek'e ait olduğu" kabul edilmiş ama "Çiçek bunu kendi başına düzenledi, kimseden talimat almadı, 2007'de terfi ettirilmediği için böyle düzmece belgeyi hazırladı ve sızdırdı" deniliyor. İddialar tutarsız görünüyor.
1) Dursun Çiçek, Nisan 2009 tarihli İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndan önce de, eski Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde, Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun'un talimatıyla, Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı Şube Müdürlüğü'nde görevli Sedat Özüer ile Fuat Selvi albaylarla birlikte ve Harekât Başkanı Nusret Taşdeler'in denetiminde, Bilgi Destek Planı'nı ve Lahikası'nı hazırlamıştı. Bilgi Destek Planı'nın uygulama belgesi olan Lahika, Eylül 2007 tarihini taşıyordu. (Bu bilgiler, 5 Kasım 2009 tarihli ihbar mektubunda yer almaktaydı.) Dolayısıyla ıslak imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı, Dursun Çiçek'in, 2007'de terfi ettirilmemesine bağlamak mümkün değil.
2) 28 Ekim 2009 tarihli aynı subayın yazdığı ihbar mektubunda, hem ıslak imzalı belgenin aslı gönderilmiş, hem Taraf gazetesinde yayınlandıktan sonra belgelerin nasıl imha edildiği anlatılmış, hem de, bu belgelerin kimlerin talimatıyla yazıldığı belirtilmişti. O mektupta, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın Org. Hasan Iğsız'ın "Etkili bir eylem planı hazırlansın" direktifiyle, Korgeneral Mehmet Eröz ve Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın katkılarıyla albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı ileri sürülüyordu. İhbar mektubu, Çiçek'in yalnız olmadığını gösteriyor.
3) Komutanları kötü duruma düşürmek için Çiçek'in sızdırdığı söylenen belge, Ergenekon sanığı avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ve bilgisayarında ortaya çıktı. Basına doğrudan sızdırma söz konusu değil.
Askeri mahkeme, "görevi kötüye kullanmaktan" suçluyor Çiçek'i. Ama esas dava, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Çiçek'in üst düzey rütbeli komutanlarla işbirliği içinde olduğu iddiaları mevcut. Çok daha ağır bir ceza söz konusu. Ama hiç değilse, askeri savcılık da, bunun bir "kâğıt parçası" olmadığını kabul etti. Bu bile önemli bir adım.