Bu kısa yazı, Müslümanlar arasında çıkacak bir ihtilafta takip edilmesi gereken yöntemi hatırlatan bir yazıdır. Uhuvvete, kardeşliğe, birliğe davet eden bir yazıdır. Bu ihtilaf dünyanın neresinde olursa olsun çözüm aynıdır aslında.
Müslümanlar arasında ihtilaflar olabilir. İnsanız. Farklı olabiliriz. Yanılabiliriz. Diyelim ki Müslümanlar arasında bir ihtilaf oldu. Müslümanlar arasındaki ihtilafta yapıcı olmalıyız. Böyle zamanlarda fitneyi -ihtilafıküllendirmeye çabalamalıyız.
Hz. Resul'ün (s.a.v.) emridir. "Fitneyi küllendirin." Canlandırmayın. Üstünü örtün. Kuran ve Nebi'nin (s.a.v.) hukukuyla meseleleri çözün. İhtilafı diri tutmayın.
Böyle zamanlarda bize düşen görevler vardır. Canımız kadar sevdiğimiz müminlerin ihtilaflarından menfaat devşirmeye çabalayan konumunda olmamalıyız.
Çünkü biliriz ki, "Fitne döneminde dil kılıçtan daha keskindir." Dil onarılmaz yara bırakır. Bırakabilir. Kılıç yarası tımar edilir ama dil yarası uzun süre geçmeyebilir.
Burada 'iyiliği emreden, fenalıktan sakındıran' olmalıyız. Başka söze müsaade etmemeliyiz. Kötü niyetlilere, "aradan çekilin" demeliyiz.
Efendimiz (s.a.v.); 'Fitne zamanlarında kılıcınızı taşa vurup kırın' buyuruyor. 'Birbirinize vurmayın' diyor. 'İşi derinleştirmeyin, çözüme ve anlaşmaya zemin bırakın' demek istiyorlar.
Bu gibi hassas zamanlarda Hz. Peygamber'in (s.a.v.) o genel uyarısını hatırlarız. "Ya hayır söyle veya sus!" İyi söyleyenler iki adım öne çıkmalı. Kötü söyleyenler geri durmalı.
Elbette bu ihtilafta haklı ve haksız olanlar olabilir. Belki bizler de bu türden ihtilaflarda gönül itibariyle bir tarafta olabiliriz. Taraf olsak bile diğer tarafın hukukunu korumalıyız. ihtilafı derinleştirmemek için dikkat etmeliyiz.
İhtilafa düşen kardeşlerimize elimizi uzatacağız. Birbirine aykırı düşmüş iki elin birleşmesine yardım edecek üçüncü el olmaya gayret edeceğiz. Hz. Peygamber (s.a.v.) böyle günler için şöyle buyuruyor. 'İhtilafta oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden daha hayırlıdır.' Bu söz ihtilafta olanlara değil, hepimizedir.
Bizler geçtiğimiz dönemlerde büyük çileler çekmişiz. Az veya çok hepimiz horlanmışız. Zedelenmişiz. Zaman gelmiş evler basılmış. "Ayin yaptınız" diye takibata uğramışız. Müftü dedelerimiz sürgünler yemiş. Hocalarımız mekân mekân kovalanmışlar. Hapislere düşmüşüz. Şiirlerimiz suç teşkil etmiş. En masum şiirlere bile ceza elbisesi giydirilmiş. Kitaplar yasaklanmış. Büyükler takibata uğramış. Çile çekmişiz.
Sonra Allah (c.c.) nimet vermiş ve güzel bir bahar gelmiş. Bilin ki baharı kışa çevirmek isteyenler hep olacak. Fırsat vermeyelim. Yüreklerimizi yeniden yoklayalım. Problemlerimizi yürek ikliminde, secde makamında halledelim. Birbirimizi incitmeyelim.
Mümin müminin kardeşidir. Mümin, müminin duacısıdır. Onu kırmaz. Onu korur. Darılsa da elini çekmez. Namusunu, iffetini korur. Tebessümü ihmal etmez. Teenni ile hareket eder. Acele etmez. Kardeşine dua eder. 'Ya Rabbi kalplerimizi te'lif et' der. Yumuşak söz söyler. Anlayışla davranır. Problemin tansiyonunu düşürür. Bekler. Elbette makul çözüm bulunur. Müslümanlar problemlerini mümince çözerler.
Kardeşini canı kadar sever. Çünkü bilir ki çetin gününde yanında o yer alacaktır. Yer almalıdır. Başka bir hal, kötüleri sevindirir. Ellerini ovuştururlar. Şer insanlar, şer kuvvetler ihtilafı sever. Destekler. Aman ha. İhtilafı, fitneyi küllendirelim. Yarın yüz yüze bakacak mecalimiz olsun.
Hz. Peygamber (s.a.v.) nelerden Allah'a sığınırdı?
Hz. Peygamber (s.a.v.) değişik zamanlarda yaptığı dualarında nelerden Yüce Allah'a sığınılması gerektiğini belirtmiş, bize örnek olmuştur. Peygamberimizin bu konudaki sözlerini satırlara taşımak istedim. Asında her birimiz her sabah ve akşam bu cümleleri tekrar etmeliyiz.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu.
- Allah'ım! Yüksek bir yerden düşmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Suda boğulmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Yangında yanmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Bunaklık derecesindeki yaşlılıktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Ölüm esnasında şeytanın beni kandırıp pençesinin altına almasından sana sığınırım.
- Allah'ım! Senin yolunda mücadeleye çıkmışken arkamı dönüp kaçmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Zehirli bir hayvanın zehirlemesi sonucu hayatımı kaybetmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Aç kalmaktan sana sığınırım. Çünkü açlık insanı bırakmayan kötü bir dosttur.
- Allah'ım! İhanetin her türlüsünden sana sığınırım. İç âlemde tasarlanan şeylerin en kötüsü hainliktir.
- Allah'ım! Güçsüz halde kalmaktan, aciz duruma düşmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Tembellikten sana sığınırım.
- Allah'ım! Korkaklıktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım.
- Allah'ım! Katı kalpten (hissiz, vicdansız olmaktan) sana sığınırım.
- Allah'ım! Gaflette bulunmaktan, gafil halde kalmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Çaresiz halde kalmaktan, başkasına yük olmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! İnsanların yanında zelil olmaktan (itibarsızlaşmaktan) sana sığınırım.
- Allah'ım! Geçimini sağlayamayacak kadar yoksullaşmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Bir yoksula bile yardım edemeyecek kadar muhtaç duruma düşmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Küfürden sana sığınırım.
- Allah'ım! Şirkten sana sığınırım.
- Allah'ım! Günahkâr olmaktan, fasıklıktan sana sığınırım.
- Allah'ım! İnsanlarla muhalif -aykırı- düşmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! İki kalp sahibi olmaktan (münafıklıktan) sana sığınırım.
- Allah'ım! Gösteriş yapmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! İnsanlar görsünler diye iş yapmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Gerçeğe kulak tıkamaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Gerçek -hakikat- karşısında susmaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Delilikten, aklı yitirmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Cüzam hastalığından sana sığınırım.
- Allah'ım! Cilt (deri) hastalığından sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü hastalıktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Azığımın azalmasından sana sığınırım.
- Allah'ım! Aşağılanmış hale düşmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Zulmetmekten sana sığınırım.
- Allah'ım! Zulme uğramaktan sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü komşudan sana sığınırım.
- Allah'ım! Ürpermeyen kalpten sana sığınırım.
- Allah'ım! Kabul edilmeyen duadan sana sığınırım.
- Allah'ım! Doymayan nefisten sana sığınırım.
- Allah'ım! Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü günden sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü geceden sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü saatten sana sığınırım.
- Allah'ım! Kötü arkadaştan sana sığınırım.
- Allah'ım! Cehennem ateşinden sana sığınırım. Allah'ım! Cehennem ateşinden sana sığınırım. Allah'ım! Cehennem ateşinden sana sığınırım (Üç kez söylemiştir).
--------
(Kaynakça: Ebu Davud, hd: 1552, Nesai, hd: 5546, İmam Ahmed, hd: 8667, Ebu Davud, hd: 1547, Nesai, hd: 5483, İbn Mace, hd: 3354, Nesai, hd: 5493, Ebu Davud, hd: 1544, Nesai, hd: 5475, İbn Mace, hd: 3099)