Sevgili okuyucular, bu Pazar sohbetinde sizlere Türk Dünyası'nın İsimsiz Kahramanları'nı ve özellikle Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz'ı anlatmak istiyorum. 'Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi' olarak, yeni yayın döneminde 'Yeni Türkiye Dergisi'nin bu defa iki cilt halinde 'Türk Dünyası' özel sayısını hazırlıyoruz.
Tamamına yakın kısmı Müslüman olan, 300 milyonu aşan nüfusuyla Türk Dünyası'nı ele alırken, 'Türk Dünyası Araştırmaları'nın ne derece önemli olduğunu ve az bilindiğini bir kere daha fark ettim. Daha önce 1997 yılında iki ciltlik bir 'Türk Dünyası' çalışması hazırlamış ve 2002 yılında da uluslararası 'Türk Projesi' çerçevesinde 21 ciltlik 'Türkler' isimli eseri yayınlamıştım.
Bu sayede çok sayıda değerli araştırmacıyla tanışmak nasip olmuştu.
Prof. Dr. Haluk Karamağaralı ve eşi Prof. Dr.
Beyhan Karamağaralı olmadan Ahlat'taki, milyonların yattığı 'Selçuklu Mezarlığı'nı düşünebilir misiniz? Gene, sanat tarihçilerimizin üstâdı, halının Türkler tarafından bulunduğunu ortaya koyan, 'Hun Sanatı' isimli dev eserin yazarı Prof.
Dr. Nejat Diyarbekirli'yi ve 'Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi'ni başlatan Prof. Dr. Oluş Arık'ı nasıl unutabilirsiniz?
***
Bugün sizlere asıl bahsetmek istediğim kişi
Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz... Muhterem eşi
Prof. Dr. Semra Alyılmaz'la beraber 25 yıldan beri
Türk Dünyası coğrafyasında ayağının basmadığı yer kalmayan
Cengiz Hoca, fedakârlık timsali olan ekibiyle dünyadaki en eski
Türk eserlerini milattan önce binlerce yıl geriye giderek incelemiş ve bitmez tükenmez enerjisiyle çok değerli çalışmalar yapmıştır.
TİKA tarafından yürütülen
'Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi'nde
'Epigrafya Grup Başkanı' ve üst kurul üyesi olarak görev yapan
Prof. Alyılmaz,
Moğolistan Millî Üniversitesi bünyesinde bir
Türkoloji Merkezi'nin açılmasına katkıda bulunmuş ve bu
Türkoloji bölümünden yüzlerce
Türkolog mezun olmuştur.
Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz'ı eminim ki siz sevgili okuyucularımdan çok azı tanıyordur.
Ancak,
Sibirya'dan
Çin'e,
Moğolistan'dan
Gürcistan'a kadar koşuşturup duran,
Prof. Dr. Nejat Diyarbekirli'den sonraki yeni
İndiana Jones'umuz, başta
Çin,
Rusya,
Gürcistan,
Türk Cumhuriyetleri ve
Batı ülkeleri olmak üzere dünyanın her yerinde çalışmalarıyla tanınıyor ve takdir ediliyor. Mesela 2010 yılında
Pekin Üniversitesi'nden
L. Xin ve
Turfan Araştırmaları Merkezi'nden
L. Xan ile birlikte
Turfan ve komşu bölgelerdeki
Runik Yazıtlarla ilgili
'Epigrafik ve Fotogrametrik Araştırmalar' adlı uluslararası bir proje hazırladı ve projenin başkanlığı yaptı. 2010-
2012 yılları arasında
Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki
Türk Anıt ve
Yazıtlarıyla, eski
Çin tarihine ait eserlerin belgelemelerini gerçekleştirdi.
Cengiz Hoca, -ekip arkadaşı
Murat Yakan ile-
Yinchüen'de, Türkler tarafından yapılan
'Beyaz Piramitler'de çalışan ilk
Türk bilim adamı oldu.
Prof. Cengiz Alyılmaz'ın bilimsel araştırmaları sonucunda hazırladığı 26 kitabı, 70 bilimsel makalesi ve 97 bildirisi bulunmaktadır.
Alyılmaz Hoca Türk Dili'nin,
Türk Edebiyatı'nın,
Türk Tarihi'nin,
Türk Kültür ve
Medeniyeti'nin eskiliğinin, gelişmişliğinin ve zenginliğinin ortaya çıkarılmasında, değerli eşi
Semra Alyılmaz'la beraber çok önemli katkılarda bulunmuştur.
***
Sevgili okuyucular, bu Pazar sohbetinde niyetim sadece çok değerli bir ilim adamı ve araştırmacıyı tanıtmak değil... Şu hususu altını çizerek özellikle belirtmek istiyorum:
Ne yazık ki ülkemizde Cengiz Hoca gibi isimsiz kahramanlara hiç önem verilmiyor. Körü körüne Batı hayranı olan yabancılaşmış aydınlarımız kendi kıymetlerimizi tanımıyorlar.
Devletimiz de bu değerli araştırmacılarımıza gereken önemi vermiyor ve onları destekleyip teşvik etmiyor. Ne acıdır ki, bu araştırmacılarımız diğer ülkeler tarafından daha çok biliniyor ve daha çok destekleniyorlar.
Unutmayalım ki, kendi kültürümüze, tarihimize, değerlerimize ve ilim adamlarımıza sahip çıkmak hem millî görevimiz hem de vecibemizdir.