Süleyman Seba... Beyefendi insandı... Dün yüzbinler uğurladı... Mekânı cennet olsun.
Dün... Efsane başkanı kalbimize gömerken... Siyasetin efsane isimlerinden Osman Bölükbaşı'nın (1913- 2002) bir sözünü anımsadık:
- Biz adamı kâfir diye asar, sonra da şehit diye namazını kılarız.
Süleyman Seba... 16 yıl başkanlık yaptı... "Beşiktaş'a şampiyonluklar yaşattı."
O yıllar... Kulüplerin yokluk yıllarıydı... "TV yayınlarından... Sponsorlardan... Avrupa maçlarından" şimdiki gibi oluk oluk para akmıyordu.
Futbolda Türk Lirası "Out", dolar ise "İn" olmaya başlayınca... Kulüplerin kasası parayla tanışınca... "Süleyman Seba'ya rakipler çıkmaya başladı."
Bazı rakipleri "Rekabetin tadını kaçırdı..." Tribün liderlerine parayı bastırdı ve "Seyirciyi Süleyman Seba aleyhine bağırttı."
O yıllarda... Ahmet Dursun diye bir santrfor vardı... Kaptandı... Seyirci, slogan atarken, "Kafiye tutsun diye" onun adını bile kullandı: "Ahmet dursun, Seba gitsin."
Ve Süleyman Seba "Gitti." Daha doğrusu "Gönderildi." Arkasından bir teneke çalınmadığı kaldı... "İncitildi." Aradan yıllar geçti... Şimdi "Efsane başkan" deniliyor.
Arkasından ağıtlar düzülüyor.
Gözyaşı dökenler arasında... "Seba gitsin" kampanyasının baş aktörleri ilk sıradalar.
Hayat... Böyle bir şey işte.
Bazen çok konuşulur... "Siyasette vefa yok" diye... Son günlerde daha fazla konuşulur oldu.
Vefa... Siyasette yok da, futbolda var mı?