Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Sahura kadar...

DİYARBAKIR

Tarihi Hasan Paşa Hanı'nda "Ömer'in yerine" gittik... Oğlu vardı... Sorduk:
- Ömer (Ak) nerede?
- Camide.
- Namaz vakti değil ki.
- Millet bu sıcakta camiye sadece namaz kılmaya gitmiyor ki... İftara kadar camide uyuyor.
Hava sıcak mı sıcak.
Sokaklar tenha.
Camilere gelince... "Otel gibi."
Ulu Cami... Diyarbakır'ın merkezinde. "Anadolu'nun en eski camisi."
İslam dünyasının "5. Harem-i Şerifi" olarak kabul ediliyor.
İçerisi serin... "Yayla gibi."
Uyuyanlar da var... Sohbet edip zaman öldürenler de.
Sonra... Nebi Camii'ne gittik... Yine bir tarihi eser.
Cami sanki "İftarı bekleme yeri."
Serin... Uyuyanlar... Muhabbet edenler.
Sırada "Şeyh Mutahhar Camii" var...
O da bir başka "Kültür hazinesi."
1500 yılında Akkoyunlu Kasım Han tarafından yaptırılmış.
Cami "Uyuyanlarla" dolu.
Ne zaman ki iftar vakti yaklaşıyor...
Diyarbakır birden "Uyanıyor... Canlanıyor... Hareketleniyor."
Caddeler kalabalıklaşıyor.
Ulu Cami'nin önündeki iftar çadırında yemek kuyruğuna girenler...
Yol kenarındaki seyyar çiğ köfteciler...
Tatlıcılar...
"Eski Dağkapı Ciğercisi Teyfik Usta" kaldırıma tezgâhı kurmuş.
Duman tütüyor... Ciğer kebap kokusu etrafa yayılıyor.
Artık... Diyarbakır ayaktadır... Sahura kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA