Krizlerin doğru yönetilmesi kadar, krizlere neden olan sorunların ve aksaklıkların üzerlerine gidilip bunların giderilmeleri de, toplumların beklentileri arasındadır.
Soma'daki kömür madeni faciası çapındaki bir krizin yönetiminde Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın hiç ara vermediği çalışması ve her bilgiyi kamuoyu ile paylaşmayı ve şeffaflığı önde tutan üslubu ile bulunması, bu kriz yönetiminin aktifleri arasındadır.
Unutmayalım ki şeffaflık bu gibi durumlarda yitirilen canları geri getirmese de, yaşayanlardaki kuşkuların toplumsal bunalımlara dönüşmesini önler. Totaliter rejimlerin en önde gelen niteliklerinden biri de, bu tür durumlarda uygulanan karartmalardır. Örneğin Sovyet rejiminde uçak kazalarının haberlerinin verilmesi bile yasaktı.
Facianın çapını bilen ve topyekûn yasa boğulan toplumun öncelikli beklentisi canlarını veren maden işçilerinin ailelerine sahip çıkılması ve tabii ki bu facianın sorumluları kimlerse onlardan hesap sorulmasıdır.
Bu alanda hızlı adımların atılması kaçınılmaz bir gerektir.
BİLİNÇLENDİRME ŞARTTIR
Bu krizden çıkan ve mutlaka değerlendirilmesi gereken durumlardan biri, maden işletmelerinin ve özellikle kömür madenlerinin iş ve can güvenliği konusundaki düzeylerinin ciddi ve sorumlu biçimde değerlendirilmesidir. Türkiye'deki madenciliğin güvenlik normlarının çağdaş standartların altında bulunduklarını, Soma faciası dolayısıyla öğrenmiş olmamız gerekiyor.
Bir diğer durum da Türkiye'ni enerji gereksinmelerine dönük alternatifler konusunda toplumun yeterince aydınlatılması ve bilinçlendirilmesidir.
Hidroelektrik santrallara da, nükleer enerjiye de "Hayır" demeyi siyasal bir tavır olarak benimseyen ve bu konuda eylemlere yönelen kesimler, belki bu şekilde akla ve mantığa davet edilebilirler.
İSTEMEZÜKÇÜLER
Murat Bardakçı'nın Habertürk'teki yazısından bir alıntı yaparak bu konuya ışık tutmak mümkündür:
- Gelişmiş ülkelerde Soma'nın benzeri facialara şimdi artık rastlanmaz. Zira linyit ile çalışan elektrik santralları çoktan devrini kapatmış ve nükleer enerjiye geçmişlerdir. Türkiye'deki nükleer santrallara senelerden bu yana "İstemezüüük" diye karşı çıkan ve enerji alanındaki her türlü yeniliğe mutlaka kulp takıp eyleme geçen entel kesim ve çevreci olduklarını iddia edenlerin, Soma'daki felaketin benzerinin bir daha yaşanmamasının ilk aşaması olan nükleer santrallar hakkında şimdi ne düşündüklerini merak ediyorum.
ALTERNATİF ENERJİLER
Gerçekten de şu anda Avrupa ülkelerinde faal 184 nükleer enerji santralı var. Mesela bunların 58'i Fransa'da... Petrol ve doğalgaz zengini Rusya'da 33 nükleer santral faaliyette. Daha da ötesi şu anda Avrupa'da 17 yeni nükleer santralın yapımı devam ediyor.
Evet... Kömür madenlerini güvenli hale getirelim. İnsan gücü yerine makinelerin ağır bastığı bir modele yönelelim. Maden işçilerinin hayatlarını da, emeklerini de değerli hale getirelim. Bunlar yapılması gerekli kaçınılmazlar.
Ama alternatif enerjileri de, engellemeyelim.