Belli ki "Barış Süreci"nde bundan sonra "Akil Adamlar" diye bilinen bir kurulun yol gösterici konumunda yer alması muhtemel.
Star'dan Yakup Bulut'un haberine göre Başbakan Erdoğan bu akıllı adamların bir grubu temsil edenlerden değil, yerelde de halkı doğrudan temsil eden isimlerden seçilmesinden yanaymış.
Hürriyet'teki Okan Konuralp ile Faruk Balıkçı imzalı habere göre de Sırrı Süreyya Önder bu konuda "Bağımsız vicdani akla sahip 30 insan olmalı.
Bize yakın olması şart değil" demiş.
Önder, kendisinin "Akil İnsanlar" listesinde İsmail Beşikci'yi ilk sıraya koyarken "Çorumlu bir Türk olarak Kürtlerin hakları için 'gık' bile demeden yıllarca bedel ödedi, hapis yattı. Bağımsız vicdan böyle bir şeydir" demiş. Mithat Sancar ile eski Diyarbakır Askeri Savcısı Ümit Kardaş'ın isimlerini de eklemiş.
Akıl sade yaşta mıdır?
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var.
Sade Türkiye'de değil dünyada da "Akil Adamlar" genellikle yaşlılar arasından seçilir.
Çünkü yaşlanma ile birlikte aklın da geliştiğini düşünür insanlar.
Bir özdeyiş vardır Batı dillerinde...
-Şarap dışında yaşlandıkça değeri artan çok şey pek yoktur. Oysa o şarabın yaşlandıkça değerinin artması, yapıldığı üzümün sağlıklı ve taze olmasına bağlıdır.
Demek istediğim şu...
Çözüm üretilmesi beklenilen sorunların büyük çoğunluğu gençleri ilgilendiriyor.
Savaşta gençler, barışta yaşlılar ölür neticede.
Yani bir ülke barışı aramaktaysa bu gençlerin kurban gittiği savaşların sona erdirilmesini amaçlayan bir çaba değil midir?
Gençlik ve sorunlar
Bunun gibi eğitim de, istihdam da, öncelikle gençliğin meseleleri değil midir?
Belirli yaşı geçmiş insanların aralarındaki konuşmalara kulak verin... Onların toplumun veya dünyanın sorunlarından çok sağlıkla ilgili problemlerini, hastalıkları konuştuklarını duyarsınız.
Akil adamların isimlerini belirleyen listeler yapılırken, içine düşülebilecek yanlışlardan biri, bu listelerin sadece yaşlılardan oluşturulmasıdır.
Çevrenize bir bakın... Beyaz saçlı nice akılsızlarla karşılaşmadınız mı?
Yaşını saplantıları ile kaynaştırmış, bilgi yerine önyargılarını söylemlerine kaynak kılan, yeni olan her şeye ürküntü ile bakan beyaz saçlıları hiç görmediniz mi?
Gençler olmadan olmaz
Hatırlayın Sovyetler Birliği'nin çöküp dağılmasına dayanan yıllardaki Komünist Partisi politbürosunun yaş ortalamasını...
Birbiri ardınca ölen genel sekreterleri...
Ve "Bunlar için önemli olan sorun dünya barışının sağlanması değil, prostattır" denildiğini...
Gorbaçov'la birlikte "Şeffaflık" (Glasnost) geldiği anda, yaşlıların yalanlar üzerinde kurdukları hayaller dünyası yıkılıverdi.
Türkiye barışı gerçekten aramaktaysa, bu gençlerin vereceği destekle ve onların aklıyla gerçekleşecek ve kalıcı olacaktır. "Akil" olarak görülen yaşlılardan beklenilecek davranış, geçmişin kan davalarını yarına da taşımamaları olmalıdır.
Akil adamlar heyetinin içinde gençler de bulunmalıdır ki, arayışlar düne olduğu kadar bugüne ve yarına da dönük olsun...