Siyasette "Sessiz çoğunluk" gerçeğini görmezden gelenler için seçim kazanarak iktidar olmak, sadece bir hayaldir. Bir başka deyişle izledikleri siyasetin ana çizgisini "İstikrarsızlık" veya "Kargaşa" üzerine oturtanların marjinal kalmaları kaçınılmazdır.
Tabii ki bazıları çoğunluktan farklı düşünecekler.
Hatta bazıları bu farklı düşüncelerini çeşitli biçimdeki gösterilerle eyleme de dönüştüreceklerdir.
"Sivil itaatsizlik" de düşünceyi açıklamanın özgürce yöntemlerinden bir tanesidir.
Ama eğer bütün bu siyasi görüşler bir örgütlenme içinde, ülke yönetimine seçilmeyi amaçlayan bir partiye dönüşmüşse, sessiz çoğunluğun sesine kulak vermeden başarı kazanma ihtimali yoktur.
Siyasi kulüplerden veya sivil toplum örgütlerinden siyasi partilerin farkı, bu amaçtan kaynaklanır.
"Seçim kazanmak", "Çoğunluğu almak", "İktidar olmak" gibi bir hedefi olmayan siyasi parti, uçmayı düşünmeyen bir kuştan pek farklı değildir.
Yarına güvenmemek
Bu çeşit bir partinin kadroları programlarında hedeflediklerini gerçekleştirmek için, sonunda seçmenden değil askerden, bürokrasiden ve hatta terörden yardım bekler hale gelirler.
Sessiz çoğunluk ise, geleceğini ülkesinin geleceğine, gelişmesine ve istikrarına endekslemiştir.
Sessiz çoğunluğun seçtiği ve işbaşına getirdiği yöneticiler ülkenin sorunlarına çözüm üretiyorlarsa, hukuksuzluğa, zorbalığa, anarşiye ve teröre teslim olmuyorlarsa, ülkenin geleceğine olan güven duygusunu pekiştiriyorlarsa, onlara verilen destek de, siyasi istikrar da devam eder.
Kimse "Ülkede kargaşa ortamı olursa olsun, bundan bana ne" demez...
Türkiye'nin siyasi kaderine yön veren sessiz çoğunluk, kargaşa ortamının nelere mal olduğunu, çok yakın tarihte defalarca görmüştür.
Havadayken arıza yapan uçaktaki Temel'in yaklaşımı, ancak fıkra konusu olabilir.
Temel fıkra kahramanıdır
Havadaki uçağın motorlarından biri bozulunca Temel'in yan koltuğunda oturan yolcu çığlıklar atmaya başlamış. Temel de "Ne bağırıyorsun, bu uçak babanın malı mı ki" demiş ya...
Böyle bir şey değildir sessiz çoğunluğun ülkesine bakışı.
Devlet bir bölgede terörle ve şiddetle mücadele ederken, mutsuz bir azınlık kentlere de terörü ve şiddeti taşımaya yeltendiğinde, kitleler buna asla destek vermez.
Siyasi çözümleri parlamento yerine sokakta arayanlara sessiz çoğunluktan destek gelmez.
"Cumhurbaşkanını parlamento mu yoksa yargı mı seçsin" sorunsalı gündeme getirildiğinde, sessiz çoğunluk kuvvetler ayrılığının en doğru yorumunu oylarıyla yapar.
"Sessiz çoğunluk" yerine "Gürültücü azınlık"a kulak verenler, azınlıkta kalmaya mahkumdurlar.