Televizyonun siyaset dünyasında ne kadar etkili olabileceğini önce Amerikalılar gördü.
Başkan adayları Nixon ile Kennedy, 1960'ın Eylülünde dört kez televizyonda tartıştılar.
70 milyon Amerikalının izlediği bu tartışmalarda Nixon yorgun ve solgun bir görüntü verirken, Kennedy güneşte yanmış diri görüntüsüyle rakibini, gölgede bıraktı.
Bu tartışma öncesinde Başkanlık seçiminin favorisi görünen Nixon, "Katolik" Kennedy karşısında puan kaybetti ve seçimde de yenildi.
Amerikalılar televizyonun siyaseti derinden etkilemesine 1960'lı ve 70'li yıllarda Vietnam Savaşı'nın televizyon haberlerinde verilmesi ile de tanık oldular.
Walter Cronkite
Uzak Asya'daki bu savaşın cephelerindeki görüntüler televizyon haberlerinde öylesine verildi ki, sanki savaş Amerikalıların evlerindeymiş gibi bir duygu oluştu.
Haber sunucusu savaşa dönük yorumları ile Walter Cronkite (1916-2009) ABD Başkanı'ndan daha güvenilir kişi oldu. Mesela Başkan Johnson ikinci kez aday olamadı.
Kuzey Vietnam lideri Ho Şi Minh televizyon ekranlarını kullanarak Amerika sathında adeta 2'nci cephe açtı bu sayede. Amerika'daki savaş karşıtlığı, üniversitelerde öğrencilerle güvenlik güçlerinin çatışmalarına kadar dayandı. "
Köprüyü sattırmam"
Sonunda süper güç Amerika Vietnam'da yenilgiyi kabul etti.
Tabii ki her ülkenin kendine özgü sosyo- politik özellikleri ve neticede farkları vardır.
Ama "Bilişim Çağı"nın ve televizyon benzeri medyaların birbirlerinden farklı toplumları da aynı biçimde etkiledikleri inkâr edilemez.
12 Eylül askeri rejimi ertesindeki ilk genel seçim (1983-6 Kasım) kampanyasında "Köprüyü sattırmam" diyerek TRT'nin tek kanalındaki tartışmada öfkeli çıkış yapan Halkçı Parti lideri Necdet Calp'ın karşısında ANAP'ın kurucusu Turgut Özal'ın gülümseyerek "Satarım efendim" demesinin yarattığı etkiyi unuttunuz mu?
Evren'in konuşması
Veya Evren seçime üç gün kala bir televizyon konuşmasıyla ANAP'a ve Turgut Özal'a çatmasaydı, sonuç böyle olabilir miydi?
Şu anda gündemde acil bir seçim yok.
Televizyonu hangi siyasi liderin nasıl kullandığını seçim sonuçlarına bakarak ölçebilmemiz için vakit erken.
Ancak PKK'nın terör eylemlerinin televizyon haberlerinde veriliş biçimlerine ve bunların toplumdaki yansımalarına bakarak, televizyonu en etkili kullananların teröristler olduğunu söyleyebiliriz.
Televizyonların haber içerikleri ile, terör eylemleri sade Güneydoğu coğrafyasında değil tüm ülke düzeyinde etkili olmaktadır. Terör Türkiye coğrafyasının televizyon bulunan bütün evlerini vurmaktadır.
Ve siyasetin gündemini siyasetçiler ve yöneticiler değil, adeta teröristler belirlemektedir.
Kısacası bilişim çağının global gerçeklerinin dışında kalmak, hiçbir toplum için mümkün değildir.