Nasrettin Hoca'ya "Eski ayları ne yaparlar" diye sorulunca "Kesip yıldız yaparlar" diye cevap vermiş ya...
Bugün yaşasaydı ve "Devrik diktatörleri ne yaparlar" diye sorulsaydı, herhalde "Halkın nabzını yoklama uzmanı yaparlar" diye cevap verirdi Hoca.
"Nereden çıkardın bunu" diye sorarsanız, Beşar Esad'ın İran televizyonunda yaptığı açıklamalara bakmanızı öneririm.
Esad şöyle demiş:
"- Türk yönetiminin Suriye'ye karşı takındığı tavır ile Türk halkının Suriye'ye pozitif bakışı arasında farklar var. Türk yetkililerin politikaları Suriye'de ölüme ve kan dökülmesine yol açıyor"
İnanabiliyor musunuz bu değerlendirmeye?
Şam'a ulaşan bilgilere göre demek Türk halkı Suriye'de olup bitenlere pozitif bakıyor.
Ama Türkiye'yi yönetenler Türk halkı gibi düşünmedikleri için, Suriye halkı ile Suriye yönetiminin arası açılıyor.
Bu açığı kapatmak için de Esad yönetimi başka yöntem bulamadığından olacak, halka karşı tankları ve topları kullanıyor.
Şöyle demiş:
"Reformları yapıyoruz ancak, teröristler ve destekçileri için yaptığımız reformun bir önemi yok. Binlerce hayatı korumak için teröristleri yok edeceğiz"
"Baas rejimini korumak" yerine "Binlerce hayatı korumak" anlatımı tabii ki ilgi çekici bir buluş...
Beşar Esad İran televizyonunda yaptığı açıklamalarda Suriye'deki rejime uygulanan baskıların nedeni olarak da "Filistin'e verdikleri desteği" göstermiş.
"Ömer" diyeceği belliydi
Tabii ki Filistin'e destek veren devletlerin en ön safında bulunan Türkiye'nin de neden Suriye'deki rejime baskı yapan ülkeler arasında bulunduğunu irdelemek gereğini duymamış.
Dünkü yazımda "Esad Türk gazetecilerle görüşse ne söylerdi ki" diye sormuştum ve şöyle bir şeyler söyleyeceğini tahmin etmiştim:
"- Dış güçler Suriye'yi karıştırmak için düğmeye bastı. Suriye halkı rejimin arkasındadır. Bir avuç teröristin eylemlerini bastıracak güçteyiz..."
Bu gibi durumları ve belirli kişilerin hangi durumlarda ne söyleyeceklerini öngörebilmek zor değildir.
Gaziantep ağzındaki özdeyiş böyle durumlara ne güzel ışık tutar:
"Adamın ağzını büzmesinden Ömer diyeceği belliydi" denilir Antep ağzında...
Ama başka ne diyebilirdi ki Beşar Esad?
Şöyle mi konuşsaydı yani?
- Suriye'nin tapulu mülkü bana babamdan miras kaldı. Burada benim, akrabalarımızın ve Baas oligarşisinin dışındakilerin ülke yönetimi üzerinde söz sahibi olmaları mümkün değildir. Tunus'ta, Libya'da, Mısır'da olanlar beni ilgilendirmiyor. Suriye'nin sahibi benim. Beni kim istemiyorsa o bir teröristtir.
Gerçekler pek söylenmez
Esad böyle konuşsaydı ve onu dinleyenlerden biri "Neler söylüyorsun, ağzından çıkanları kulağın duymuyor mu" deseydi, herhalde gülerdi ve şöyle cevap verirdi Suriye diktatörü:
- Mark Twain "Yalan dünyanın çevresini dolaşırken gerçek pabucunu giymeye uğraşır" demiş. Benim yalanlarım da şu anda İran televizyonundan dünyaya iletildi. Gerçekler ise aramızda kalacaktır!