Biliyorum, Obama'nın, Cameron'un, Merkel'in açıklamalarını okuyunca...
CNN'in; BBC'nin tavırlarını ve yayınlarını izleyince...
İçimizde öfke ve burukluk duygusu birikiyor.
Fakat madalyonun bir de öteki yüzü var.
Hava dönüyor.
Siyaset sınıfının İsrail üzerine söz söyleme tekeli kırılıyor. Bu çok önemli!
Sıradan insanlar uyanıyor. Bu da yeni ve derin bir süreç.
Siyonist popüler kültür eski gücünü gösterip gerçekleri perdeleyemiyor.
Bu neyi anlatıyor, derseniz...
Zor, sıkıntılarla dolu fakat gerçekten yeni bir çağa girdiğimizi anlatıyor.
Şundan eminim; İsrail bu kez uzun sürecek kendi yenilgi sürecini başlattı. Gazze'ye yağdırdığı bombalar kendi cehennemini tutuşturuyor.
***
Umutsuzluğumu yenmek için iyi işaretleri abartıyor muyum?
Olabilir tabii! İnsanız.
Koyu bir karanlığın içinde kaybolmuş olduğumuza inanmak istemeyiz.
Fakat inkâr edemeyeceğimiz iki şey var.
Birincisi...
Bütün dünyada
sosyal medyanın gözü
Gazze'nin üzerinde
İkinci nokta...
Dünya sokaklarında on binlerce insan ellerinde "
Filistin'i İsrail'in elinden kurtar!" pankartları ve Filistin bayraklarıyla protestolara katılıyor.
Unutmayın, protestocular sadece oradaki Müslümanlardan oluşmuyor; her kesimden insan ve hatta
anti-siyonist Yahudiler de bu kalabalıkların içinde yer alıyor.
***
Geçen hafta
Daily Sabah'ta da yazdım. Londra'dan gelen fotoğrafları görünce kalktım, kitaplığımda
Alan Hart'ın "
Zionism: The Real Enemy of The Jews"
("
Siyonizm: Yahudilerin Gerçek Düşmanı") başlıklı çarpıcı kitabını aradım. Buldum ve hemen önsözünü açtım.
Hatırladığım gibiydi.
Eski BBC muhabiri
Alan Hart, 25 Ocak 2005'te Londra'da kitabın başlığını taşıyan bir konferansına
800 kişinin gelmesini ve gelenlerin arasında diyaspora Yahudilerinin de bulunmasını
sevinçle karşıladığını anlatıyordu.
Dikkatinizi çekerim, sadece 800 kişiden söz ediliyor.Bunu bile "
kırılma noktası" olarak değerlendiriyordu
Hart.
Ve şunları ekliyordu: "
Bu kalabalık umutlu bir geleceğe gebe... Siyonist devlet davranışı konusundaki genel sessizlik kırılıyor."
Dokuz yıl geçti.
Şimdi durmadan yalan söyleyen ana akım medyaya rağmen Batı sokakları siyonizme öfkeli kalabalıklarla dolu.
***
Sıradan insanların İsrail'in gerçek yüzünü görmeye başlamasının elbet bir karşılığı ve sonucu vardır. Olacak!
Gazze'yi kendi haline terk etmiş Arap sokaklarına gelince...
Onu ayrıca tartışmak gerekiyor.
Daha birkaç yıl önce "
Arap baharı" yaşamıştık, değil mi? Hani hızla sonbahara dönüverdi.
Peki,
İsrail'e iki çift lafı bile olmayan bir "
bahar" mümkün müydü? O halde yaşadığımız neydi?
Tartışmaya oradan başlayalım.