Bizim sokak tek yönlü. Geçen akşam tam apartmana gireceğiz, ters yönden bir karartı belirdi. Yanından tuhaf şeyler sarkıyor. Yanıp sönen ışıklar ve gümbür gümbür sesler eşliğinde üstümüze doğru geliyor. Yahu bu ne?
Bir hışımla yanımızdan geçerken gördük: Siyah bir minibüs. Gençler pencerelerden sarkmışlar. Önde ve arkada bayraklar asılı...
Dörtlüleri yakmış, ters yönden gidiyor.
Ne olduğunu tahmin etmişsinizdir:
Arkadaşlarını askere uğurluyor. (Bizim oralara niye düşmüşler?)
Geçen gün birisi yakınıyordu:
Yarım saatlik yol, bu veletler yüzünden bir buçuk saat tutmuş; uçağı kaçırmışlar.
Kişisel olarak ben de kızıyorum bunlara.
Ama olaya uzaktan bakınca olumlu yanını da görüyorsunuz:
Abartılı askere uğurlamalarını milliyetçiler yapıyor. Bol bol da PKK aleyhine slogan atıyorlar.
Ancak dikkatinizi çekti mi? Ne zaman Güneydoğu'da çatışmalar yoğunlaşsa, kaçacak delik arıyorlar. Sesleri sedaları çıkmıyor. Adeta matem havasındalar...
Sanki arkadaşları gidecek ve bir daha dönmeyecek gibi davranıyorlar. Aileler de gözyaşı dökerek onlara katılıyor. Haksız değiller. Lafa gelince diller bir karış ama aslında farkındalar: Tecrübeli iki PKK militanı, bunların on beşinin tozunu atar.
"Barış ve Çözüm Süreci" bir buçuk yıldır kör topal devam ediyor ya... Bizimkilerin de biti epeydir kanlandı.
Yeniden yol kesmeler, naralar atmalar, gayet tehlikeli biçimde otobüsü takip etmeler...
Yani şehitler geldiğinde ise hepsi dut yemiş bülbül... Ama şehit yoksa; gelsin tantanalı uğurlama...
Araştırmalara göre 16-21 yaş arası gençlerde milliyetçiliğin payı gayet yüksek.
Böbürlenmeler, ağzından tükürük saçarak konuşmalar, eli tabancalı dizi karakterlerine öykünmeler gırla.
Ancak ne zaman ki askere gidiyor, iş buluyor, evleniyorlar...
İşte o zaman gerçekler suratlarını yokluyor. Böylece siyasi ideolojileri değişime uğruyor.
Normalleşiyor ve hayata daha serinkanlı bakıyorlar.
Böylece keskin milliyetçiliğin veya köşeli İslamcılığın aslında menfaatine uymadığını anlamaya başlıyorlar. (Maske takanlar, "gibi" yapanlar, yanardönerler konumuz dışında...)
Batı ve NATO yükselişte
"Transatlantik Trendler" diye her yıl yapılan bir araştırma var... ABD ve Avrupa ülkeleri karşılıklı olarak ele alınıyor.
Geçen yıl her 100 Türk'ten 45'i "Avrupa Birliği'ne katılalım" demiş.
Bu yıl oran 8 puan yükselerek 53'e çıkmış. (Köşk seçimlerini en iyi tahmin eden MetroPoll ise yüzde 58 bulmuş.)
NATO'ya yaklaşım da aynı: Destek 2010'da yüzde 30'daymış. Geçen yıl yüzde 39'a, bu yıl ise yüzde 49'a çıkmış.
Bu ve benzeri araştırmalar bence şunu gösteriyor: Vatandaş Türkiye'nin yüzünü Batı'ya dönmesini istiyor, Ortadoğu'ya değil.
Ortadoğu ülkeleriyle ticaret yapmak, dizi film satmak, turizmi geliştirmek çok güzel de... Ucundan dahi olsa bölge siyasetine bulaştığımızda manzara değişiyor.
Bombalar patlıyor, uçaklar vuruluyor, pilotlar ölüyor, diplomatımız ve çevresi rehine alınıyor. Ve daha bir sürü bela...
"Fırıldakçı" da olsa, bence Batı daha iyi...