Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Nasıl bir Başkan: ABD? Fransa?

Sağda solda, otobüste -dolmuşta konuşulanlara kulak veriyorum: Şimdiye kadar tek bir kişinin bile, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne anlama geldiğini kavradığına şahit olmadım. Sanırım halkın önemli bir bölümü, pazar günü vereceği oyun, nasıl bir sonucu olacağını bilmiyor.
Çoğunluk seçimi AK Parti -CHP "karşıtlığı" üzerinden anlamlandırıyor. Yani iki gün sonra bir genel seçim yapılacak olsa, AK Parti'ye oy verecek olanlar, pazar günü Tayyip Erdoğan'ı tercih edecek... CHP'lilerin ve MHP'lilerin çoğu ise Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verecek.
Bir de geçmişi referans alanlar var. Onlar soruyu, "Acaba hangisi Çankaya'ya daha çok yakışır; Tayyip mi, Ekmel mi" diye formüle ediyor.
Sonra da ikiye ayrılıp tartışmaya başlıyorlar. Bir kısmı "Oyum Tayyip'e, çünkü halk adamı" derken, diğerleri "Ekmel Bey de pek beyefendi" diyor.
Dikkat ederseniz bu ve benzeri örneklerin hiçbiri "temel meseleye" değinmiyor. Nedir temel mesele? Kabaca şöyle:
Köşk seçimini Tayyip Erdoğan kazanırsa (ki öyle gözüküyor), Türkiye'yi Başkanlık Sistemine taşımaya çalışacak.
Seçimi Ekmel Bey kazanırsa, sadece "halk tarafından seçilmiş" bir Cumhurbaşkanı olmakla yetinecek. Yani Başkanlık söz konusu olmayacak.
(Not: Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, sistemi "otomatik- zorunlukaçınılmaz" olarak Başkanlığa götürmüyor. Bizimki gibi Parlamenter Sistemle yönetilip de, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği birçok ülke var dünyada.)
Seçimi Ekmel Bey kazanırsa, neler olacağını az -çok biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı faaliyetlerini, Süleyman Demirel ile Ahmet Necdet Sezer arası bir noktada konumlandıracak. Demeçlerinden ben bunu çıkarıyorum.

"Atatürk gibi" mi?
Seçimi Başbakan Erdoğan kazanırsa... Ve arzu ettiği gibi Türkiye'yi sistem değişikliğine götürmekte başarılı olursa... Nasıl bir Başkan olacağını tam olarak bilemiyoruz.
Bazı yorumcular, Erdoğan'ın 2023'e Başkan olarak girme hayalinden hareketle, "Atatürk gibi" olmak istediğini söylüyor.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nın muzaffer komutanı olarak fevkalade karizmatik bir Cumhurbaşkanıydı. Ancak bu parlaklığa bakarak, uzun süre onun başbakanlığını yapan İsmet İnönü'yü küçümsememek gerek.
Bazı çok önem verdiği konular haricinde Atatürk, İnönü'ye "Doğru bildiğini yap" demiştir.
Tayyip Erdoğan ise Atatürk'ün uyguladığı "Kurucu -Karizmatik Cumhurbaşkanı" modelinden daha ileri bir iktidar kullanımı hayal ediyor.
Genel hatlarıyla söylersem: Şu anda Cumhurbaşkanı, özetle, "devleti temsil" ve "yüksek bürokrasideki atamaları yapma" gibi yetkilere sahip... Erdoğan, bu yetkilere ilave olarak, Başbakan'ın "icraat" dediğimiz yetkilerine de sahip bir Başkan olmak istiyor.
Erdoğan'ın hayalindeki Başkan; Atatürk'ten de, ABD Başkanından da, Fransız Cumhurbaşkanından da daha yetkili, yani daha güçlü olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA