Hükümet, Çözüm Süreci'ne ilişkin çok önemli bir kanun tasarısı hazırladı. Adı: "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı"...
Yakında Meclis'in önüne gelecek olan kanun, süreçle ilgili "yapılacaklara" hukuki zemin hazırlıyor. Ayrıca yapanların, "vay sen bunu nasıl yaparsın" diye suçlanmasını engelliyor.
Daha önce böyle bir kanun olmadığından... Oslo Görüşmeleri ya da MİT'in bu alandaki bazı uygulamaları bahane edilerek, barış çabalarına saldırılar yapılmıştı.
Hatta 7 Şubat 2012'deki ünlü MİT krizi, tam da böyle bir kanun olmadığı için çıkarılabilmişti. Eğer o krize imza atanlar başarılı olsalardı, bugün belki de çözümden söz ediyor olamazdık.
Yani gecikmiş bir kanun bu... En az iki buçuk yıl önce çıkarılmış olsaydı, çözüm sürecinde daha hızlı yol alınabilirdi. Ama neyse, kanun çıkıyor ya; önemli olan bu...
Kürt tarafından olumlu yorumlar geliyor. Mesela HDP'li Hasip Kaplan, kanun için, "Tasarı, çerçevedir. Yapılacakları yasal güvenceye bağlayıp, yapılacaklar konusunda hükümete yetki tanıyor. Benzeri süreçler İrlanda'da, İspanya'da, Güney Afrika'da yaşandı" demiş.
Tasarıya acaba "Kandil" ne der? Bu satırlar yazılırken henüz bir açıklama gelmemişti. Ancak, "Köşk seçimi için Kürt oylarına muhtaç olan Başbakan Erdoğan, ağzımıza bir parmak bal çalarak bizi oyalıyor" derlerse hiç şaşırmam.
Neden mi? Çünkü Hükümet hangi adımı atarsa atsın, hep aynı tepkiyi veriyorlar! Hele tasarıdaki "militanları dağdan indirme" bölümüne iyice gıcık olacaklardır.
Çünkü onlar silahları bırakmadan, "öz savunma güçleri" sıfatıyla aşağıya inmek istiyorlar: Dağda militan, ovada polis veya milis...
İşin ilginç yanı, tasarı aynen kanunlaşırsa, Kandil de, kapalı kapılar ardında değil, apaçık şekilde müzakere ortağı haline gelebilecek.