Başbakan Erdoğan, eğer Köşk'e çıkarsa, "koşan, terleyen" bir Cumhurbaşkanı olacağını daha önce ifade etmişti.
Benzeri sözleri partisinin Afyonkarahisar kampında da tekrarladı: "Cumhurbaşkanı olursam yetkilerimi sonuna kadar kullanırım... Protokol Cumhurbaşkanı olmaz... Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır" dedi ve ekledi: "Halkın seçtiği zaten Başkan olur..."
Siyaset ilginç bir durumla karşı karşıya...
Ağırlıklı öngörü şöyle: Başbakan Erdoğan, Köşk'e aday olacak... Seçimi kazanacak... Çankaya'da Fransa tarzına yakın bir Başkan gibi davranmaya başlayacak... Bu da nispeten pasif, yetkilerinin bir kısmını Köşk'e devretmiş bir Başbakan'ı gerekli kılacak. Soracaksınız: "İlginçlik nerede?" Anlatayım:
30 Mart Yerel Seçimlerinde alınan oylar üzerinden gidersek... AK Parti 45.54 puan aldı... BDP ve HDP'nin toplam oyları ise 5.43 puan... Büyük beklentisi olduğu için Kürt seçmenin Erdoğan'ı desteklemesi bekleniyor. Dolayısıyla Başbakan Erdoğan en az 50.97 puanla seçimi kazanır. (Aslında çok daha fazlası bekleniyor.) Bence de böyle olacak... Ancak iki turlu seçimler, olmadık sürprizlere gebedir. Ya şöyle olursa:
Diyelim ki ilk turda Erdoğan 50 puanın biraz altında kaldı. Muhalefetin güç birliği sonucunda CHP+MHP'nin adayı kıl payı Köşk'e seçildi. Hayda...
Madem halkın seçtiği kişi zaten Başkandır... Madem Başkan, "yürütmenin başı olarak" tüm yetkilerini kullanabilecektir... Böyle bir durumda... CHP+MHP'nin Başkanı, canı her çektiğinde Erdoğan Hükümeti'ne başkanlık mı edecek?
Mümkün değil. Kavga çıkar!
O halde, şöyle mi? Erdoğan, Köşk'e çıkarsa "Aktif Başkan" olacak... Onun dışındaki herhangi bir aday seçimi kazanırsa, "Protokol Cumhurbaşkanı" olacak. (Neye göre?)
Velhasıl, siyasi krizden korkanların, "İnşallah Erdoğan kazanır da gerilim çıkmaz" diye dua edecekleri bir durum bu...
Hatırlıyorum da, bize üniversitede, "Modern devlet, akılcı yasalara göre işler" diye öğretmişlerdi.