Abartılı bir laf, değil mi? Ama elimde bir takım veriler var.
Şunu kesinlikle biliyoruz:
"İnsanlar kendi yansımalarını başkalarında bulmayı seviyor..."
Bu konuda sürüyle deney yapılmış. Sonuç üç aşağı, beş yukarı hep aynı çıkıyor. Kendimize bayılıyoruz.
Başkaları da bize benzesin istiyoruz. Tabii şu da var: Bir insanda bize benzeyen özellikler gördüğümüzde, o kişiyi daha çok seviyoruz.
Deney dedim de... Çok eğlenceli bir deney var bu konuda. Hem de bu kez konu insanlar değil, ürünler...
Yani sadece insanlarda değil, nesnelerde de kendimizi bulmak hoşumuza gidiyor. Anlatayım.
Ürün araştırmacısı kılığındaki psikologlar, "Piyasaya yeni sürülecek bir çay markası için lezzet testi yapıyoruz" diyerek denekler topluyor. Önce kayıt işlemi yapılıyor. Kısa bir hazırlıktan sonra deney başlıyor.
Katılımcının önüne iki çay paketi ve o çaylardan yapılmış birer bardak çay konuluyor. "Lütfen, iki çayı da tadarak, hangisini daha çok beğendiğinizi bize söyler misiniz?"
Tommy adlı deneğin önünde "Tomeva" ve "Lauler" isimli iki marka konulmuş durumda. Bunlar piyasada bilinen markalar değil.
Ayrıca isimler hariç, paketler birbirinin aynısı...
Tommy Bey hangisinin piyasaya yeni sürülecek marka olduğunu bilmeden çayları özenle tadıyor:
Önce birinci bardaktan yükselen rayihayı içine çekiyor. Sonra çaydan bir yudum alıyor. Sıcak sıvıyı ağzında şöyle bir dolaştırıyor. Sonra içiyor.
Çayın sadece ağzında bıraktığı tadı değil, genzinden burnuna yükselen kokuları da hissetmeye çalışıyor.
Sonra sıra diğer çaya geliyor. İlki için yaptıklarının tıpatıp aynısını onun için de uyguluyor. Çaylar hakkındaki samimi fikrini oluşturmaya azami özen gösteriyor.
Bu arada başka bir bölmede
Laura Hanım aynı süreci yaşamaktadır.
O da Tomeva ve Lauler markalarını, Tommy Bey gibi özenli, ayrıntılara dikkat ederek tatmaktadır.
Karar: Tommy Bey, "Tomeva" adlı markayı... Laura Hanım ise
"Lauler" adlı çayı daha güzel bulduğunu söylüyor.
"Aa, ismim yazıyor!"
Halbuki iki bardaktaki çay da tıpatıp aynıdır. Tek fark çayların alındığı söylenen düz paketler üzerindeki yazıdır: Biri Tomeva, diğeri Lauler... (Sözde markalardaki ilk üç harf ile deneğin ismindeki ilk üç harfin aynı olması herhalde dikkatinizi çekti. Ama Tommy Bey ve Laura Hanım bunu fark etmiyorlar.)
Sonuç: Deneklerin tercihi, kendi isimlerine benzeyen markalar oluyor.
Deney farklı insanlarla tekrarlanıyor ama sonuçta kayda değer bir değişiklik olmuyordu. Mesela George Bey "Geofat" marka çayı, Emily Hanım ise "Eminos" çayını tercih etmektedir.
Bu konuya değinmemin bir sebebi de Coca-Cola... Hani şişeleri üzerine, "Cansu, Utku, Nilay, Caner" gibi isimler yazıyorlar ya... Merak ediyordum; bu tip bir reklam kampanyası ilgi çeker mi? Bilhassa gençler, "Aa, benim adım yazıyor" diye o şişeyi satın alır mı?"
Yukarıda sözünü ettiğim araştırmayı, Nörolog David Eagleman'ın "Beynin Gizli Hayatı" adlı kitabında okudum... Teori "satar" diyor.