Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Vatanseverlik ölçüt olamaz

Okurumuz İlhan Ö.'nün gönderdiği e-posta şöyle başlıyor: "Ben 54 yaşında vatansever bir vatandaşım. 1977'de dürüst bir gazeteci olmak istiyordum. Fakat babamın gurbete mahkûm edildiği ülkede okumaya mecbur bırakıldım. Mühendis olup geldim, vatanıma hizmet ediyorum. Kafam çok karışık... Her kafadan bir ses çıkıyor. Kim vatansever, kim iktidarsever bilemiyorum."
Mesajın devamında okurumuz soruyor: "Bu bir iktidar kavgası mı, vatana hizmet yarışı mı?" Okurumuzun sorusuna cevap arayalım.
Sevgili İlhan Bey...
İktidar kavgasını, "malı götürme, vatanı batırma" olarak tanımlamışsınız... Onun karşısına da "vatana hizmet yarışını" koymuşsunuz.
Bu makul bir ayrım değil. Hangi parti malı götürme amacıyla kurulmuştur? Hiçbiri... Vatana hizmet herkesin amacıdır.
Size önerim, vatanseverliği bir ölçüt olarak kullanmaktan vazgeçmeniz. Çünkü bir aktörün (kişi, grup, parti, sınıf, zümre) vatanını sevmesi; o aktörün doğru kararlar verip, doğru işler yapacağı anlamına gelmez.

28 ŞUBAT'IN YILDÖNÜMÜ ÖRNEK VEREYİM:
Bugün 28 Şubat... 1997'deki postmodern darbe sürecinin başlangıç günü...
28 Şubat'ı gerçekleştiren askerlerin herhalde tamamı vatanseverdi. Hiçbiri Türkiye'nin kötüye gitmesini istemezdi. Hepsi müreffeh ve güçlü bir ülke arzu ediyordu.
Ancak öyle yanlış kararlar verdiler ki... O sürecin sonunda Türkiye ciddi bir ekonomik krize girdi. İntihar edenler bile oldu.
Nihayetinde vatansever askerlerin iktidardan uzaklaştırmaya çalıştığı siyasetçiler 2002'de seçimi kazandı.
Bir başka örnek de Suriye politikası... Ankara diktatörün iktidardan gitmesinin, Türkiye'nin çıkarına uygun olduğunu düşünerek Esad'a cephe aldı.
Bugün geldiğimiz noktada ise bütün dünya, ABD ve Rusya'nın Suriye hakkında vereceği karara bakıyor. Biz ise savaştan kaçan yüz binlerce gariban Suriyeliye mecburen ev sahipliği yapıyoruz.
Yani vatanını sevenlerin aldığı kararlar, bazen duvara toslayabiliyor. Hatta derin sorunlara yol açabiliyor.
Daha başka örnekler bulabilirim. Ancak lafı uzatmayalım. İşin özeti şu: Önemli olan vatanseverlik veya milliyetçilik değil... Siyasetçinin gerçekçi ve akılcı olması...

BALIK TUTMAYI ÖĞRENMEK
Bu söylediklerimin size derman olmadığını biliyorum. Büyük ihtimalle sizin zihninizde şu soru dolaşıyor: "AK Parti çok önemli işler yapıyor ama yolsuzluk söylentileri var... Diğer partiler ise alternatif olamıyor, güvenimi kazanamıyor. Bu durumda ben ne yapacağım; kime oy vereceğim?" Sevgili İlhan Bey, size balık vermemi istiyorsunuz. Kusura bakmayın. Onu yapamam. Ancak balık tutmanıza yardımcı olabilirim.
Mesela... Bilmem evli misiniz? Eğer öğleyse, lütfen eşinize de danışın. Kadınlar dünyaya erkeklerden farklı bakar.
Mutfak genellikle onların sorumluluğunda olduğu için gayet mantıklı düşünürler. Çünkü ekmeğin, salatanın, portakalın fiyatını çoğu zaman erkekler değil, kadınlar bilir. Ayrıca birçok başka kadını tanırlar, onların fikirlerinden yararlanırlar.
Eşinizin cüzdan-vicdan ikilemini nasıl çözdüğünü bana da bildirirseniz sevinirim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA