Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Erdoğan'a niye diş biliyorlar?

Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek şöyle demiş: "İstanbul'a 3'üncü havalimanı, İstanbul Kanalı, Boğaz'a 3'üncü köprü ve 2 nükleer santral ile Türkiye 60 katrilyon kazanç elde edecek. Yabancıların aklı başından gitti, Türkiye'yi karıştırmaya karar verdiler." İşte bu yüzden Başbakan Erdoğan'ın gitmesini istiyorlarmış.
Ben de Erdoğan'ın hedefe konduğunu... Batı merkezli küresel aktörlerin ondan kurtulmak istediğini düşünüyorum.
Ancak... Batı'nın "Erdoğan'dan kurtulma çabasının" Gökçek'in saydıklarıyla hiçbir alakası bulunmuyor. Teker teker ele alalım...
İstanbul Kanalı, Batı'yı niye rahatsız etsin? O kanalın temel işlevi İstanbul Boğazı'nı rahatlatmak olacak. Boğaz'ı en çok kullanan da Rusya... Boğazlardan geçen gemi sayısı ve kazanılan para da belli... Kanal açıldığında kazancımızda zıplama olmayacak ki...
Üçüncü Köprü, Kafkaslar'ı Balkanlar'a bağlayacak. Mal ve ürün akışı hızlanacak. Yani Avrupa Birliği ülkeleri açısından fevkalade faydalı bir olay...
Nükleer santraller, Türkiye'nin petrol ve doğalgaza olan bağımlılığını bir miktar azaltacak. Ancak ekonomimiz büyüdüğü için, dışa bağımlılık konusunda çok da büyük bir değişiklik olmayacak. Eğer bu konuda bir endişe olsa, Akkuyu Nükleer Santrali'ni Ruslar yapmazdı.
Gelelim 3'üncü havaalanına... Bu yatırım en çok Almanları ilgilendiriyor. Örnekle anlatayım: Brezilya'dan Lufthansa ile gelen bir işadamı, Frankfurt'ta aktarma yaparak Orta Asya'ya giderken... Şimdi daha ucuz ve daha kaliteli olan THY'yi ve İstanbul'u kullanıyor. Ancak şu da var: 3'üncü havalimanı bir devlet kararı: Bugün Başbakan Erdoğan ve AK Parti buhar olsa, o havaalanı yine yapılacak. Süresi uzayacak ama yapılacak.
Biz bu yatırımlara epey para dökeceğiz. Borçlanacağız. Sonra da harcadığımızı yavaş yavaş geri alacağız. Yabancıların aklını başından alan 60 katrilyon da nereden çıktı? Belli ki birkaç sıfır fazla ama acaba kaç tane?

İşte asıl meseleler
Peki, Başbakan Erdoğan'ı, söz konusu aktörlerin hedefine koyan ne? Özetin özetiyle, Batı'nın dümen suyundan çıkması.
Bunların hangi konular olduğu da ortada: Suriye... Mısır... Kuzey Irak... İran... Çin füzesi... Büyük ihalelerin Batı ülkelerine verilmemesi...
Gizli kapaklı bir olay yok ortada: Adamlar bunları gazete ve dergilerinde açıkça yazıyor.
Hepsini ayrı ayrı ele almaya yerimiz yetmez. Sadece bir örnek vereyim: Batı'ya, "Füze sistemine ihtiyacım var, bana füze sat ama teknolojisini de ver" diyoruz... "Füzeyi satarım tabii ama teknolojisini vermem" diyor.
Bunun üzerine Türkiye, teknoloji transferi yapacak olan Çin ile anlaşma yoluna girince... "Vay sen ne biçim NATO üyesisin, teşkilatın dost kategorisine sokmadığı bir ülkeden nasıl füze alırsın" diye üstümüze geliyorlar.
Batı'nın Başbakan Erdoğan'a diş bilemesi işte bu yüzden... Bu işin köprüyle, kanalla bir alakası yok. Yoksa büyüyen Türkiye, Batı'nın işine gelir.
Sağlamasını yapmak kolay: Hangisi daha fazla iPhone tüketir? Zengin Türkiye mi, fakir Türkiye mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA