Bara tünemiş üç adamın lak lak konusu, büyük filozof Wittgenstein'dı...
Adamlardan biri, "Wittgenstein'a göre" dedi, "Eğer bir aslan konuşabilseydi, onu anlayamazdık..."
Kulak misafiri olan barmen atıldı: "Nedenmiş? Ben Aslan Kral filmini izledim ve aslanın bütün söylediklerini anladım."
Barmenin tepkisi komik ancak Wittgenstein'ın aslanla ilgili iddiası da yanlış... 'Felsefi Araştırmalar' kitabında geçen bu cümle, dilin toplumsal bir olgu olmasına dayanıyor:
Aslan dilin doğduğu insan topluluğunun dışındaki bir canlı olduğundan, bizim onun söylediklerini anlamamız mümkün değildir.
Önce olaya tersten bakalım:
Gidin istediğiniz kedi-köpek sahibine sorun. Hayvanlarının kendilerini anladığına dair sürüyle olay anlatacaklardır.
Zaten geçenlerde Bristol Üniversitesi'nde yapılan araştırma, kedilerin, insanları, kendilerinden daha büyük kediler olarak algıladığını gösterdi.
Ama bizim asıl konumuz insanların, hayvanları anlayıp anlamayacağı... O halde iddia ediyorum: Wittgenstein (1889-1951) bugünleri görebilseydi... "Aslanın konuşmasını anlayamayız" demezdi.
Nasıl mı bu kadar iddialıyım?
Çünkü bir süre önce çok önemli bir buluş yapıldı.
30 yıldır kemirgenler üzerine çalışan Kuzey Arizona Üniversitesi'nden Prof. Con Slobodchikoff... Bu hayvanların, insanlar hakkında adeta dedikodu yaptığını gösterdi.
Prof. Slobodchikoff, çayır köpeği denilen... Tavşan büyüklüğünde, sincabı andıran bir tür kemirgen olan hayvanların çıkardığı sesleri bilgisayarlar yardımıyla inceledi. Sonuç: Çayır köpeklerinin, çıkardıkları seslerle, zengin bir mesajlaşma ağı kurduklarını buldu.
Bu hayvanlar... Çakal, evcil köpek ve insan arasında net bir ayrım yapabiliyor.
Yine sesleriyle oynayarak yanlarından geçen bir insanın...
Giydiği elbisenin rengini, tipini; hatta silahlı olup olmadığını birbirlerine iletiyorlar.
Saniyenin onda biri kadar bir sürede, mesela şöyle bir mesajı gönderebiliyorlar: "Mavi tişört giymiş, uzun boylu, zayıf bir insan, yavaşça yürüyerek az ilerden geçiyor..."
Prof. Slobodchikoff'un deneyleri, bu kemirgenlerin üçgen ile daireyi ayırt ederken, üçgen ile kareyi ayırt edemediklerini gösteriyor.
Peki, bu bilgiler işimize yarayabilir mi? Evet. Büyük olasılıkla şöyle olacak. 5-10 yıl içinde Prof. Slobodchikoff'un bilgisayar programının daha basiti yazılacak... Bunu bir 'uygulama' şeklinde ceptelimize indireceğiz.
Böylece... Köpeğimiz, "Havv hav haav" sesleri çıkardığında... "Çişim geldi, sokağa çıkalım..." dediğini anlayacağız.
Diğer hayvanlar için de benzeri yazılımlar olacak.
Velhasıl Wittgenstein yanılıyordu: Aslanın konuşmasını da anlayabileceğiz.