Diktatör Esad yönetiminin muhaliflere yaptığı işkenceler, on binlerce fotoğrafla belgelenmiş durumda.
Bazı gazeteler bu korkunç durumu "Soykırım" diye sundu ki makul bir manşet. Nazilerin yaptıklarını getiriyor akla. Birçok fotoğrafa bakmak bile imkânsız. O kadar vahim.
Bu fotoğrafların şimdi yayınlanmasını manidar (anlamlı) bulanlar oldu. Doğru bir yorum. Çünkü...
Suriye'nin geleceğini belirleyecek önemli adımlardan biri olan Cenevre-2 konferansı bugün İsviçre'de başlıyor. Fotoğraflar, hem konferansa katılanların, hem de kamuoyunun zihnine nakşoldu.
Artık Suriye devletinin herhangi bir yetkilisiyle, işkence fotoğraflarını yok sayarak konuşmak mümkün değil.
Sadece Suriye mi? Konferansa katılanlarla yapılacak olan röportajlarda, sorular dönüp dolaşıp işkence konusuna gelecektir.
Başbakan Erdoğan da Brüksel'deki ortak basın toplantısında aynısını söyledi: "Bu fotoğrafların Cenevre-2 toplantısını beklediğimiz olumlu istikamette etkileyeceğini düşünüyorum. Bu fotoğrafları görüp de adım atmamak biz siyasileri zor durumda bırakır. Bu durumda adım atılmayacaksa ne zaman atılacak?"
Fotoğraflar yayınlanınca "Esad savaş suçlusu olarak yargılansın" diyenler oldu (ki zaten bu tepkinin doğması için şimdi yayınlandılar.) Haklı bir istek.
Ancak Esad'ın kısa vadede savaş suçlusu olarak yargılanması, ancak ABD ile Rusya anlaşırsa mümkün olur. Bunun için de Esad'ı göndermeye karar vermiş olmaları gerekir.
Esad'ın gitmesi şart
Esad'ın iktidardan gitmesi, baştan beri Türkiye'nin de tezi. İlk başlarda bu tezi tartışmak mümkündü. Ama epeydir bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor.
Elbette sadece fotoğraflarla belgelenen işkenceler yüzünden değil... Ölü sayısının 100 bini geçtiği... Milyonlarca insanın kaçtığı... Evlerin yıkıldığı... Altyapının tarumar olduğu... Herkesin herkesten nefret ettiği bir Suriye'yi... Esad'ın yönetiminde tekrar kurmak mümkün mü? Bence imkânsız.
Suriye coğrafyasında barış olabilmesi için, Esad'ın mutlaka gitmesi gerekiyor. Ama huzurlu yıllara daha çok var.
Çünkü başka yakıcı sorular devreye girecek: Suriye'nin sınırları ve rejimi aynı kalacak mı?
Aynı kalacaksa Esad'ın yerine kim gelecek? (Başbakan Erdoğan'ın Brüksel'deki basın toplantısında "Bıktık" dediği soru.)
Yok eğer aynı kalmayacaksa... Ki bence kalmayacak... Egemenlik bölgeleri nasıl olacak?
Baksanıza Rus medyası, "ABD'nin 'Ortadoğu Projesi' doğrultusunda Büyük Kürdistan kurulmakta" demeye başladı bile. Büyük Kürdistan demek, Suriye ile birlikte Irak'ın da yeniden şekillenmesi demek.
Ya biz? Türkiye haritası çizilen tarafta olmayı asla kabul etmeyeceğine göre... Önümüzde gergin günler var.
Not: Bizim medya eski bir alışkanlıkla fazla ciddiye almıyor... Ancak Rusya'dan yükselen sesleri önemsemek gerekir. Çünkü küresel arenada farklı bir çıkar eksenini temsil ediyor. Onun rolünü şöyle anlatabiliriz: Rusya bir oyun kurucu değil ama onsuz da oyun kurmak fevkalade zor.