Caddeye doğru yürüyoruz... Sağda çeşitli açık hava ilanları... Bir tanesinde kocaman bir fotoğraf var... Fazla büyük olmayan harflerle "Contemporary Istanbul" yazıyor... Ve tarihler: 7-10 Kasım...
"Bak" dedim Zevcenur Hanıma, "Contemporary İstanbul'un ne olduğunu yazmaya gerek görmemişler."
Bizim evin oradaki billboard şunu gösteriyordu: Birçok durumda "İstanbul Modern" için nasıl ayrıca "modern sanat müzesi" demek gerekmiyorsa... "Contemporary İstanbul" için de "Çağdaş Sanat Fuarı" diye açıklama yapmak gerekmiyor.
Hatta çağdaş sanatla bir nebze olsun ilgilenenler, onu da kısaltıyor, "Contemporary" deyip geçiyor.
Yazarken daha da kısa: "CI"...
Bu yıl sekizincisi düzenlenen ve 22 ülkeden 95 kalburüstü galeriyi, 750 sanatçıyı ve 3 bin eseri bir araya getiren bu fuarı ben çok önemsiyorum.
Özel girişimin eseri
Çünkü... Eğer İstanbul bir dünya kentiyse (olacaksa), mutlaka ama mutlaka sanat piyasasında kendini göstermek durumunda.
Sanat piyasası deyince de "geleneksel" ve "klasik" sanatlar değil elbette... Hatta "modern" bile değil. Çağdaş sanat alanında var olmalı: Sanatçısıyla, galerisiyle, koleksiyoncusuyla, fuarıyla, güzel sanatlar fakülteleriyle, hocasıyla, yorumcusuyla...
Ayrıca Cİ, özel bir girişim... Birçok kişi (mesela Hasan Bülent Kahraman) ve kuruluş (mesela Akbank) destek veriyor elbette ama başında bir işadamı; Ali Güreli var...
Yani Cİ, İstanbul Bienali gibi bir vakıf tarafından organize edilmiyor. Tamamen yerli girişimin, yerli sermayenin çabalarıyla oluşmuş durumda.
Niye çağdaş sanat?
Şöyle bir soru atalım ortaya: Niye klasik değil, çağdaş sanat? Çünkü hızla ilerleyen teknolojiye, klasik sanat anlayışının ayak uydurması mümkün değil.
Sanatçının karşısına bir tuval alarak, ışık ve renk oyunlarıyla, dramatik yüz ifadeleriyle maharetini gösterdiği klasik sanat çoktan bitti.
Artık sanat yapmak için bilgisayarlar, videolar, LED lambalar, mikro makineler, hatta robotlar var. Çağdaş sanat, sanatçının fırça maharetini değil, zekâsını (ve bilgisini) gösterdiği bir alan.
Diyeceksiniz ki "Olay dönüp dolaşıp insana gelmiyor mu?" Elbette öyle. Bütün sanatlar insanı, onun toplum ve evren karşısındaki halini anlatır. Ama her çağ bunu kendi araçlarıyla, kendi yaklaşımıyla yapar.
Boya yerine bilgisayar
Tam da bu nedenle 'Plugin' (Fişe takılı) adıyla bir Yeni Medya bölümü olacak bu kez Cİ'de... Yani içinden elektrik geçen eserler: Videolar, aydınlatmalar, dijitalleştirmeler... Bilgisayar programı ile sanatsal araç-gereçlerin buluşması...
Bienal için söylediğimi, Contemporary için de söyleyeceğim: Sanat gurusu olmanız şart değil. İmkânınız varsa kapılarını bugün saat 11.00'de açacak olan Taksim Harbiye'deki fuarı mutlaka gezin.
Bilhassa 12 yaşın üzerindeki çocuklarınızı götürün. Çağdaş sanata aşina olmalarını sağlayın.
Demişti dersiniz: İçlerinden bazıları ileride bu alanda çok ünlü olacak, çok da para kazanacak.