Dün Ayrılıkçeşme- Kazlıçeşme hattında gidip geldikten sonra şu kanaate vardım: Marmaray, İstanbul'u ve İstanbulluyu geri dönülmez biçimde değiştirecek. (En azından bir kısmını). Niye böyle düşündüğümü anlatmaya çalışayım...
Bir kere mesafe kavramı ciddi biçimde altüst oluyor... Diğer metrolar zamanı sadece kısaltıyor.
Marmaray'da ise adeta boyut değiştiriyorsunuz.
Üsküdar'dan hareket etmenizle, "taa"
Yenikapı'da inmeniz bir oluyor.
Bambaşka bir deneyim.
Bu hızlara henüz alışmadığımız için ışınlanmış gibi hissediyor insan.
Dört dakika boyunca denizin altında giden bir metrodan insanların korkmasını anlıyorum. Peki, size korkunun sınıfsal bir boyutu da olduğunu söylesem; bana inanır mısınız? Anlatmaya çalışayım:
Ayrılıkçeşme, Bağdat Caddesi'nin devamında; Tepe Nautilus alışveriş merkezinin hemen önünde. Dolayısıyla Kemalist'i bol, kredi kartı limitleri kabarık Cadde insanlarının Marmaray'a binmesi gayet kolaydır.
Ancak dün saat 10.45 civarında istasyonda hiç "Caddeli" yoktu (bizden başka!) Muhafazakâr kesim ise peronu doldurmuştu. Başörtülü-kilolu kadınlar, bol pantolonlu- sakallı erkekler, yüksek sesle Bismillah çekerek trene doluştular.
Yüzlerine dikkatlice baktığınızda, bazılarının tedirginlik duyduğunu, yüreklerinin pırpır ettiği görülüyordu.
Ama çoğu korkmadan, kalanı da korkusunu yenerek trene bindi; Yenikapı'da sevinçle indi. Endişeli modernler ise orada da yoktular.
Tabii mesele sadece korkudan ibaret değil. Olayda bir de "refüze etme" boyutu var: Nihayetinde Japon teknolojisinin eseri olan Marmaray'ı, sırf AK Parti döneminde yapıldığı için reddediyor, geri çeviriyorlar.
Bence bu sınıfın şöyle bir derdi var:
AK Parti içinden din geçen bir şey yaptığında (söylediğinde) kızıyor ama aynı zamanda "Biz demiştik, bunlar böyledir" diyorlar.
Onları asıl rahatsız eden ise icraatlar. "Gerici" dedikleri bir kadronun, ülkeye modernlik getirmesi 'teorilerine' uymuyor.
Ne var ki söylem değiştirerek gerçeğe uyum sağlamak yerine, ayak diremeyi, görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.
* Bana çok ilginç gelen bir şeye daha şahit oldum: Trenden inen muhafazakârlar, Marmaray'ın inşası sırasında Yenikapı'dan çıkan ve (kopyaları) istasyonda sergilenen kalıntılara büyük ilgi gösterdi. Camekânların önünde bol bol fotoğraf 'çekindiler'.
Daha düne kadar bu kesim, İslami olmayan her türlü kalıntıya, "Gâvurun sikkesinden, teknesinden, şarap testisinden bana ne..." diye burun kıvırırdı.
Şimdi ise "Madem bizim parti bunları böyle sergiliyor; vardır bir hikmeti..." diyerek inceliyorlar. Ben muhafazakâr insanların, şu ya da bu sebeple arkeolojiye ilgi göstermesine ilk kez şahit oluyorum. Bir yaşıma daha girdim!
Özetle: İstanbul'un yeni sürümü dün çalışmaya başladı. Marmaray sadece uzaklık-yakınlık algımızı değil, düpedüz hayat tarzımızı da değişecek.