Sahile gidip kendi gözlerinizle görmemiş olsanız da... TV'de izlemişsinizdir; vatandaşı Boğaz turuna çıkarmış belediye motorlarını...
Bunlar İstanbul'un nispeten yakın tarihlerde kurulmuş olup, denize kıyısı bulunmayan belediyelerin kiraladığı motorlardır. Ve çoğu AK Parti'lidir.
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Erhan Erol da aynı şeyi söylemişti: İlçe sakinlerini Boğaz turuna götürüyorlarmış. "Boğaz'ı görmemiş o kadar çok hemşerimiz var ki..." dedi. "Adalar'ı da bilmiyorlar..." diye ekledim.
Büyükşehir'in yaptığı araştırma gösteriyor. İstanbul'da doğmuş; 20'sine, 30'una gelmiş, yine de Boğaz'ı görmemiş, Marmara kıyısına inmemiş milyonlar yaşıyor bu kentte.
Oylama niye yanlış?
Bu gerçeği aklımızda tutarak gelelim Taksim Gezi Parkı için önerilen referanduma...
En önemli soru: Oylamaya kim katılacak?
1) Bütün Türkiye olmayacağı aşikar.
2) Eğer, "Bütün İstanbul" deniyorsa... Girişteki "Boğaz'ı, Adalar'ı bilmeyen İstanbullular" örneğini işte o yüzden verdim.
Hayatında Taksim'i ve Gezi Parkı'nı görmemiş milyonlar yaşıyor bu kentte. (Anadolu yakasında doğup, karşıya geçmemiş yüz binler var!)
Bu kitlelerin bilmedikleri, gitmedikleri, TV'den başka bir yerde görmedikleri bir park veya muhayyel bir kışla ile ilgili oy vermeleri akılcı bir tercih mi?
3) Eğer referanduma, "Beyoğlu İlçesi'ne kayıtlı olanlar" katılacaksa... O da büyük sorun. İki nedenden dolayı:
Beyoğlu'nda çok sayıda dükkan ve eğlence yeri var. Bunların sahip, kiracı ve çalışanlarının çoğu başka ilçede yaşıyor. Hepsi Taksim ve Gezi ile ilgili bu insanlar nasıl oy kullanamaz?
Taksim'de boy gösterenler sadece Beyoğlu İlçesi'nde yaşayanlar değil. Dört yıl hariç, hayatım boyunca Kadıköy İlçesi'nde oturdum. Ancak Taksim bizim bağlantı noktamızdır. Ne yani, ben oy veremeyecek miyim?
Peki, ne yapmalı? Cevap basit:
Bizim temel amacımız... Demokrasinin ikinci sınıf şekli olan çoğunlukçuluktan... İleri bir seviye olan, çoğulculuğa geçmek değil mi?
O halde gelin hemen bir temsilciler konseyi kuralım. ("Meşveret meclisi" de denebilir)

Amaç mutabakat olmalı
Bu geçici konseyde... Beyoğlu'nda oturanlar ve çalışanlar, gösterici gençler, Beyoğlu ve Büyükşehir belediyeleri, kent plancıları, sivil toplum kuruluşları gibi kesimlerin temsilcileri bulunsun. (Hatta yabancı uzmanlar.)
Karar... Çoğunlukçu bir zihniyetle değil... Katılımla, diyalogla, mümkünse mutabakatla alınsın.
Benim gönlüm parkın ihya edilmesinden yana... Ama kim bilir? Belki de konsey, park veya kışla yerine, bambaşka bir şeyin yapılmasına karar verecek ki o da kabulüm!
Not 1: Temsilciler konseyi nasıl kurulacak? Kavgasız dövüşsüz nasıl çalışacak? Bunu bilenler var. İhtiyaç duyulursa isim verebilirim.
Not 2: Unutmayalım ki referandumda ısrar, çoğunlukçulukta ısrardır. Gezi Parkı bağlamında miadı dolmuş bir anlayıştır.