Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Gezideki en önemli davetliler kimdi?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iki Baltık ülkesi, Letonya ve Litvanya ziyaretlerine siyasetçiler, bürokratlar, girişimciler ve medyacılar katıldı.
Peki bu davetliler arasında en önemli kişiler kimdi? Bu soruya kendi açımdan cevap vereceğim.
Hiç kuşku yok ki AB Bakanı Egemen Bağış ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın varlığı önemliydi.
Baltık'tan başlayıp Ukrayna'ya inen demiryolunun ro-ro gemileriyle Türkiye'ye bağlanması için anlaşmalar imzalanıyor. Letonya, Türkiye'nin AB'ye üye olma çabalarının samimi destekçisi...
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Letonya Radyo ve Televizyonu ile bağlantılar kuruyor. Program ve eğitim alanında işbirliği yapılacak.
Geziye katılan 116 girişimci, yatırım ve alışveriş imkânlarını araştırdı. Yeni paydaşlar edindiler, ticaret kanalları yarattılar. Gama firmasının inşa ettiği enerji santralının yüzde 99'u bitmiş durumda. Faaliyete geçtiğinde Letonya'nın ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin yüzde 18'ini karşılayacak.
Hiç kuşku yok ki bunlar çok önemli girişimler. Türkiye'nin ekonomik ve siyasi büyümesine ciddi katkılarda bulunuyorlar.

Riga'da bir Türk tenor

Benim içinse gezinin en önemli davetlileri üç kişiydi: Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Rengim Gökmen... İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner... Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından, tenor Murat Karahan...
Bu köşenin sürekli okurları bu üç kişinin varlığına niye önem verdiğimi anlamıştır aslında: Türkiye sadece "sert güç" olarak değil, "yumuşak güç" olarak da büyümeli. Varlığını hissettirmeli.
Amerikalılar yıllardır, "Nasıl oldu da yumuşak gücümüzü yitirdik" diye boşuna mı hayıflanıyor?
Peki bir ülkenin yumuşak gücü nedir? Kısaca ifade edersek: İmaj ve itibar gücüdür... Model olmaktır. Taklit edilmek, beğenilmek, alkışlanmak, gıpta edilmektir...
Bu kavramlara tekabül eden alanlara baktığımızda ikisi öne çıkıyor: 1) Demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü gibi değerler... 2) Kültür-sanat...
Kültür-sanat niye önemli? Bunun sırrını geçenlerde hafıza konusu bağlamında sözünü ettiğim yazar Maya Angelou veriyor:
"İnsanlar söylediklerinizi veya yaptıklarınızı hatırlamayabilir... Ama onlara ne hissettirdiğinizi asla unutmazlar."
Ekonomi ve siyaset çıkarlara hitap eder. Çıkarlar ise duygulardan ziyade akla ve mantığa dayanır. Buna karşılık kültür-sanatın tetiklediği hoş duyguları karşı taraf unutmuyor.

Dünya sahnesine çıkmak
Örneğin tenor Murat Karahan, geçen mayıstan beri Riga Opera ve Balesi'nde gösterilere çıkıyor. Her gösteri sonunda salondaki bin kişi Karahan'ı ayakta alkışlayarak, kendilerine yaşattığı hoş duygular nedeniyle sevgilerini gösteriyor. Bu insanlar artık Türkiye'den gelen tenoru unutmayacaktır.
Görgün Taner ve Rengim Gökmen de 2014 yılı "Avrupa Kültür Başkenti" seçilen Riga'da toplantılar yaptı. Türkiye'nin sanatçıları Letonya'ya katkıda bulunacak. Aynı Karahan gibi onlar da unutulmayacak. Seyircilerin, okurların, dinleyicilerin belleğinde yıllarca yer alacaklar.
Bir uyarıyla bitireyim: Sadece Dede Efendi ile olmuyor bu işler... Dede Efendi'nin yumuşak güce katkısı, ancak Bach'larla, Puccini'lerle eşleştiğinde ortaya çıkıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA