Kürt-PKK sorununun çözüm süreci, herkes gibi beni de ilgilendiriyor. Ama mesela, 'İmralı Zabıtları'nın kimin tarafından sızdırıldığını çok da önemsemiyorum. Onlar işin dedikodu tarafı. Niye?
Çünkü bu tip sızdırmalar eskiden önemliydi. Siyasetçi çözüm için çabaladığında... Askeriye kritik bir belgeyi vesayetçi medyaya (genellikle Hürriyet) verir... Haber yayınlanınca da... "Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Höt! Zöt!" diye hükümetin üstüne yürüyerek süreci baltalardı.
Ama işte görüyorsunuz: İmralı Zabıtları sızdı da ne oldu? Hiç! Sürece bir zarar geldi mi? Yoo!
Nasıl böyle oldu? Çünkü... 1) Asker geri adım atmış durumda. Gündelik siyasete karışmıyor. 2) Barış süreci zaten Milli Güvenlik Kurulu'nun onayına sahip. Yani yüksek komuta süreci destekliyor.
Not: Bütün bu hengâmede kabak... Gelişmeleri doğru değerlendiremeyen tecrübesiz patronaj yüzünden, Milliyet'in başına patladı.
En önemli konu
Şu anda en önemli konu... Olayı kişilere indirgeyerek söylersek: Erdoğan ile Öcalan'ın buluştukları vizyon...
Yani... Bundan 10 yıl sonrası için nasıl bir Türkiye öngörüyorlar?
Cumhuriyet'in 100'üncü yılında şimdiki gibi merkeziyetçi ama Kürtlerin haklarını tanımış bir ulus devlet mi olacağız? Yoksa mesela bir Türk-Kürt federasyonu (veya konfederasyonu) mu kurulacak?
Daha da ötesi: Eğer böyle bir "ortaklık" olursa, buna Irak ve Suriye Kürtleri de katılacak mı?
İşte asıl önemli olan bu sorulara verilecek cevaplar. Bir başka deyişle: Erdoğan ile Öcalan'nın yaklaşımları, sadece barışı getirmekle mi yetinecek? Yoksa Türkiye'yi büyütecek mi?
Oyun içinde oyun
Büyüme fikrine nereden mi geldik? Anlatayım...
Çalışmalarını ABD'de sürdüren siyaset bilimci Prof. Kemal Kirişçi, Amerika'nın kendi sorunlarıyla boğuştuğunu... Bu nedenle şu sıralar pek az kişinin Türkiye'deki barış süreciyle ilgilendiğini belirttikten sonra, bakın neler söylüyor:
"Diyorlar ki... 'Beş-altı sene önce biz Türklere, Kuzey Irak'taki Kürtlerle iyi geçinin, demeye çalışıyorduk. Şimdi Kürtlerle Türkler öyle iyi geçiniyor ki Irak'ın bölünmesinden endişe eder olduk'..."
Kirişçi devam ediyor: "Eskiden Türkiye, Irak çözülecek ve bir Kürt devleti ortaya çıkacak diye korkuyordu. Şimdi Amerikalılar, Irak çözülecek ve kalan kısmı İran'ın etkisi altına girecek diye korkuyor. (İlgili kişiler) konuyu bu şekilde Obama'nın dikkatine sunuyor, 'Aman Türkiye'yi Maliki'yi kızdırmayacak bir çizgiye çekmeye çalışalım' diyorlar." (Radikal, 11 Mart)
Tam bu noktada "Kürdistan: Stratejik Ortak" başlıklı yazımı (5 Aralık 2012) hatırlayalım mı? Uluslararası Enerji Ajansı'nın hesaplarına göre, Irak'ın yıllık petrol geliri, on yıl sonra 200 milyar dolar olacak. Ve daha da artacak...
Peki, o para nasıl paylaşılacak? Kürdistan bölgesi kendi payını alıp kafasına göre harcayacak mı? (Şu anda hayalleri bu!)
Irak Merkezi Hükümeti, "Olmaz öyle şey" derse... Türk-Kürt barışını sağlamış Türkiye, Kürdistan'ı koruyacak mı?
Söyleyin Allah aşkına: Bu oyunun yanında, İmralı Zabıtları ne ki?