Milliyet'in yayınladığı İmralı Tutanakları çok önemli bir noktaya işaret ediyor: Öcalan, Türkiye analizini değiştirmiş durumda.
Şöyle...
Hatırlarsınız: 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinden sonra BDP kendini ana muhalefet partisi ilan etmişti.
Halbuki güçlü AK Parti Hükümeti önemli bir şanstı.
Direnmek yerine, Kürt-PKK sorununu birlikte çözmeye çalışması gerekiyordu.
BDP'nin o tavrının arkasında, Öcalan'ın Türkiye analizi vardı: Ülkeyi askerler kurmuştu ve son sözü onlar söylüyordu. (Vesayet Rejimi dediğimiz durum.) Bu analizin sonucu olarak, AK Parti'nin çağrılarına yüz vermiyor... "Biz askerle savaşıyoruz, barışı da onunla yapacağız" diyorlardı.
Aradan bir buçuk yıl geçti... Şartlar değişti. Asker geri adım attı. Sivil siyaset öne çıktı.
Bunun etkisini tutanaklarda görüyoruz.
Öcalan'ın yeni bir analiz yaptığına dair ipuçları var.
Öcalan, Başbakan Erdoğan'ın çabalarını övüyor, eleştirilerini ise AK Parti'ye yapıyor ("kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" hali).
Erdoğan'ın en önemli bürokratlarından, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Başkanlık Sistemi'ne destek verebileceğini belirtiyor. "Bir de askere sorsak" demiyor.
Velhasıl... Öcalan, siyasetin sivilleşmesini destekliyor ve ona göre tavır alıyor. Ben tutanaklarda bunu gördüğüm için umutluyum.
Not: Öcalan megaloman mı? Olabilir.
Kitleleri ardında sürükleyen birçok siyasetçi megalomandır, kendini beğenmiştir, benmerkezcidir. Kitlelere yön veren birçok peygamber de, psikiyatrinin gözünde şizofrendir. Ancak öyle ya da böyle, dünyaya yeni düzenler getiriyorlar işte!