Mart ayında Çin Devlet Başkanlığı görevine başlayacak olan Xi Jinping, kendini tanıtmak ve havayı koklamak üzere bir süredir ülkeyi dolaşıyor. Bu arada kapitalizmin en çok geliştiği bölgelerden biri olan Guangdong'a da uğradı.
Halka ve dünyaya verdiği mesajlarda kendini reformcu bir lider olarak gösteren Xi, Guangdong'daki parti yöneticilerine bambaşka şeyler söyledi.
İnternete düşer düşmez, tartışma başlatan konuşmada, Xi Jinping, parti yöneticilerine bakın nelere diyor:
"Sovyetler Birliği niye çözüldü? Sovyet Komünist Partisi niye çöktü? Bundan çıkarmamız gereken dersler var."
"Siyasi çürüme, ideolojik bölünmeler ve askeri sadakatsizlik partinin sonunu getirdi."
"Aynı akıbete uğramamak için Leninist disiplinle hareket etmeliyiz.
Otoriterliğe devam!
Yönetim bilimi açısından Çin çok ilginç bir örnek: Ülkenin kapitalist ekonomisini Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetiyor.
Tabii partinin sadece adı komünist:
Elmanın üstüne, "armut" etiketi koymak gibi... Aslında ÇKP, siyaseten devletçi, otoriter bir parti. O kadar!
Ekonomik düzeyde kapitalizm çalışıyor; değer üretiyor... Parti de topladığı vergiyle, devleti ve toplumu yönetiyor.
Kapitalizmin olduğu her yerde, sistemin işleyiş mantığı gereği eşitsizlik vardır.
Çin'de de var elbette; hem de bolca.
Nüfusu 1 milyar 350 milyon olan bir ülkeden söz ediyoruz. Bizde bir milyon kişinin katıldığı bir protesto gösterisi, Çin'de 18 milyon kişiye tekabül ediyor!
Düşünün.
ÇKP'nin otoriter olması, sermayedarların işine geliyor. Ciddi bir dirençle karşılaşmadan, huzur içinde üretim yapıyorlar.
Çalışma koşulları yüzünden kalkışma mı oldu? Komünist Parti yönetimindeki emniyet güçleri, anında proletaryanın karşısına dikiliveriyor.
Coplama gerekçesi hep aynı: Serserilik etmek, düzeni bozmak ve elbette ülke menfaatlerine aykırı davranmak...
Aybar söylemişti
Xi Jinping'in sözleri, Türkiye solunun önemli simalarından, centilmen sosyalist Mehmet Ali Aybar'ı (1908-1995) getirdi aklıma.
Totaliter ve otoriter sosyalizme karşı olan Aybar'ın bir kitabının adı, içeriğini de yansıtır: 'Leninist Parti Burjuva Modelinde Bir Örgüttür'.
Aybar'a göre, örgütlenme tarzı açısından, Leninci parti ile kapitalist üretimin yapılanmaları arasında temel bir fark yoktu. İkisi de merkezci, hiyerarşik ve tepeden inme bir disipline sahipti.
Aybar 1979'da bunları yazdığında, Sovyetçilerin yanı sıra Çinci solcuların da ağır eleştirilerine maruz kalmıştı.
Gülünç bir durumdu bu... Çünkü Deng Xiaoping liderliğindeki Çin, piyasa ekonomisine kaymaya, bir yıl önce başlamıştı bile!
Not: Duyduğuma göre, kalburüstü ÇKP yöneticileri, bayram günlerinde, kameralar eşliğinde, fakir bir ailenin sofrasına misafir olur, mütevazı yemekleri paylaşırmış. Kalkarken de aileye hediyeler verir, can alıcı bir derdini çözerlermiş.
Çin'in partili gazetecileri de, bu tür ziyaretleri öven yazılar yazar, "Sanmayın ki siyaset yapıyorlar; böyle insani davranışlar, liderlerimizin içinden geliyor" derlermiş.
Darısı bizim başımıza.