Başbakan Erdoğan'ın sözleri gerçekten de yaramıza dokunuyor: Nedir şu Avrupa Birliği'nden çektiğimiz!
Sadece Schengen işkencesi bile yeter... Milyonlarca Türkiye vatandaşı Avrupa'da çalışıyor. Türkiye ihracatının yüzde 40'ını AB ülkelerine yapıyor. Ama millet elçilik ve konsolosluk kapılarında sürünüyor.
Ama olayın bir de öteki yüzü var: Yetki sizde olsa... 30 yıldır iç savaşın sürdüğü... 40 binden fazla insanın öldüğü bir ülkeyi... Demokratik kurallar içinde, kavgasız gürültüsüz yaşamak üzere kurduğunuz bir birliğe alır mıydınız?
Başka türlü sorayım: Beşar Esad sürpriz bir açıklama yapsa... "Ben Suriye'yi, Türkiye ile birleştirmek istiyorum" dese... İlk tepkiniz ne olur? "Savaşı bitir, barışı getir; ondan sonra masaya oturalım" demez misiniz?
Merak etmeyin... Kendimi kandırmıyorum... Daha önce defalarca yazdım: Özellikle Almanya ve Fransa, Türkiye'nin AB üyesi olmasını zaten istemiyor... Çünkü Türkiye üye olduğu anda, onların efeliği bitecek.
Yani... Türkiye'de küçük çaplı iç savaş olmasa da, Almanya ve Fransa işi yokuşa sürecek. Bin dereden su getirerek AB üyeliğimizi engellemeye çalışacaklar.
Ancak şu anda (bugüne kadar) ellerinde öyle bir gerekçe var ki... Adamların din farklılığından filan söz etmelerine gerek kalmıyor.
Türkiye'nin iç barışını sağlaması... Bizi AB'ye almak istemeyenlerin maskesini de düşürecektir.