Pazartesi akşamı salona girdiğimde ekranda ATV'de yayınlanan, Kenan Işık'ın sunduğu "Kim Milyoner Olmak İster" yarışması sürüyordu.
Yarışmacıya, "Madara olmak" deyimindeki "madara" kelimesinin anlamı sorulmuştu.
Şıklar arasında, "utanç", "alay", "sevimsiz" gibi kelimeler vardı.
Yarışmacı doğru cevap olarak sunulan, "sevimsiz"i bilemediği için elendi.
Bence burada bir sorun var:
Evet, "madara" kelimesine baktığınızda, Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde, "kötü, sevimsiz" yazıyor. Sonra da, "Madara olmak" deyimini "kötü duruma düşmek", "yalanı, yanlışı ortaya çıkmak" diye tanımlıyor.
TDK Sözlüğü'ne göre "madara", Farsçadan dilimize geçmiş bir argo kelime.
Tavşanın suyunun suyu
İşte sorun başladı bile: Madaranın "sevimsiz" diye bir anlamı olsa dahi, bu bir uzak anlam. Yakın anlamı ise "kötü".
Ancak şıklar arasında 'kötü'yü göremiyoruz.
Soruları hazırlayan arkadaşlar şöyle diyebilir: "Uzak-yakın fark etmez, neticede kelimenin sevimsiz diye bir anlamı var; biz de onu sorduk."
İşte bu da ikinci ve daha esaslı bir sorun:
Yarışmada madaranın anlamı sorulmadı ki!
Ne mi yapıldı? "Madara olmak" deyiminde geçen madara kelimesinin anlamı soruldu.
Sadece "Madara nedir" diye sorulsaydı...
O zaman "sevimsiz" cevabını makul karşılayabilirdik.
Halbuki kelimenin, (TDK Sözlüğüne göre) "madara olmak" deyimindeki anlamında sevimsiz hiç yok, sadece "kötü" var. "Madara oldum" diyen bir kişi, "sevimsiz" olduğunu değil, "kötü duruma düştüğünü" anlatmaya çalışıyor.
Farsça mı, Yunanca mı?
Bitmedi. Şapkada bir tavşan daha var:
TDK Sözlüğüne kıyasla daha titiz biçimde hazırlanmış olan Kubbealtı Lügatı, öncelikle madaranın "saçı dökülmüş, yolunmuş" anlamına gelen Yunanca bir kelime olduğunu belirtiyor.
Sonra da, "1. Kötü, seviyesi düşük, bayağı, adi; 2. Kalp, sahte" diye tanımlıyor.
Olay daha da karıştı: Kelimenin kökeni Farsça mı, Yunanca (Rumca) mı?
Ayrıca Kubbealtı'nın tanımında "sevimsiz" kelimesi hiç geçmiyor. Ama "seviyesi düşük" var. Haliyle kuşkulanıyoruz: Acaba TDK, "seviyesiz" diyecekti de yanlışlıkla "sevimsiz" mi dedi?
Emin Çölaşan madara olmuştu
İnternetteki bazı sitelerde, madaranın, "kel, yolunmuş" anlamındaki Yunanca "madaros" kelimesinden geldiği belirtiliyor.
Ayrıca eski Yunancada "ıslak", "nemli" demekmiş.
Ben madaranın kelime anlamını bilmiyordum ama "madara olmak" (ya da "madara etmek") deyimini ortaokuldan beri kullanırım.
Deyim şöyle bir durumu anlatır: Kişinin, başkalarını küçümseyerek savunduğu bir iddiası vardır... Bu iddianın; yalan, yanlış, kof, uydurma olduğu ortaya çıktığında... Kişi toplum karşısında madara olur. Yani kötü duruma düşer, mahcup olur.
Örnek: Emin Çölaşan bin bir gerekçe öne sürerek, "AKP iktidarı paradan 6 sıfırı atamaz" diye yazmış, Hükümet dediğini yaptığında madara olmuştu.
Kıssadan hisse: Ben bu öğretici yarışmayı seviyorum. Madara sorusuna muhatap olan kişi, yarışmaya tekrar çağrılamaz mı?