Gazetede şöyle bir başlık görseniz, ne düşünürsünüz: "Dekana 'herif' diyen öğrenciye ceza..." Böyle bir hakaretin cezalandırılmasını normal karşılarsınız; değil mi?
Peki ya şu başlık: "Üniversitelerde eleştiren yanıyor..." Bu duruma isyan edersiniz. Eleştiri özgürlüğü, öncelikle üniversitede olmayacak da nerede olacak?
İlkinde öğrenciye, ikincisinde üniversiteyi baskı altına alanlara kızıyoruz... Halbuki iki başlık da aynı haberin!
Birinci başlık benim. İkincisi ise Milliyet gazetesinin dünkü birinci sayfasından...
***
Mesele şu: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Mikail Boz... Fakülte Dekanı Prof. Yusuf Devran hakkında "bir şeyler" yazmış. Neticede hem savcı soruşturma açmış, hem de okuldan uzaklaştırılmış.
Peki ne yazmış da böyle olmuş?
Milliyet'e göre, Dekan hakkında, "Tepeden inme geldi" diye "yorum" yazmış öğrenci. O yüzden başına gelmiş bunlar...
***
Tuhaf! Haberin 14'üncü sayfadaki devamına baktım. Bu kez başlık şöyleydi: "Dekanı eleştiren uzaklaştırılır!" Altında Mikail Boz'un "yazdıklarından dolayı" okuldan uz§aklaştığı belirtilmişti.
Allah, Allah! Acaba bu delikanlı tam olarak ne dedi? Başladım okumaya... Dekan hakkındaki ilk yazıda gerçekten de "tepeden inme" yorumu vardı. Ama ancak takıntılı birileri bu söz için öğrenciye ceza verirdi...
Devam ettim. İkinci yazıda Mikail Boz aynen şöyle diyordu: "Üç ay önce onun 'tepeden inme' biçimde atandığını söylemiştim. Meğer herif, 'marmara iletişimin mesihi' imiş..." Herif mi?
***
Burada duralım. 'Tepeden inmeyi' ve 'Mesih'i anladık. Hadi "Fakültenin biraz imajı vardı, içine ettiler bıraktılar" cümlesini de yorumdan saydık.
Peki "herif" lafı neyin nesi oluyor? Yorum filan değil ki bu. Düpedüz hakaret!
Milliyet'in yaptığı "saptırmayı" görüyor musunuz? Öğrencinin ceza almasına yol açan hakaret... Ne başlıkta, ne spotta, ne de haberin ara başlıklarında var.
Milliyet, "herif" denmesini satırların arasına gizleyip "tepeden indi" sözünü öne çıkararak... Makul bir eleştiriye, uzaklaştırma cezası verildiği izlenimini yaratıyor.
Üşenmedim saydım: Başlıklar, spotlar ve ara başlıklar dahil, tam "54 satır" okumadan, öğrencinin dekana hakaret etmiş olduğunu öğrenemiyoruz.
Bir gariplik olduğu belli: Koskoca haberde imza yok. Acaba "hakaret edeni değil de edileni" töhmet altında bırakan bu haberi kimler kotardı?
***
Basit bir soru: Patrona, yayın yönetmenine ya da bölüm şefine... "Herif" diyen... Üstelik de bunu internet gibi milyonlara açık bir mecrada yapan bir Milliyet muhabiri... Hiçbir şey olmamış gibi işine devam edebilir mi?
Edemez. Bir ceza verilir. Doğrusu da budur.
Peki Milliyet'teki meslektaşlar... Kendilerine yapılmasını hoş görmeyecekleri bir hakareti... Nasıl oluyor da bir dekana reva görüyor?
Not: Kimse öküz altında buzağı aramasın. Dekan Prof. Yusuf Devran'ı da, öğrenci Mikail Boz'u da tanımam. Sadece 28 Şubat tarzı haberlerden bıktım!