Anlaşıldı: Türkiye'nin normalleşmesi kolay olmayacak. Sancının, sıkıntının, gerilimin devam edeceği anlaşılıyor. Çünkü bir değil, iki aşamalı bir engellemeyle karşı karşıyayız...
Yakın zamanlara kadar temel sorunumuz askeriye idi. Vesayet Rejimi'nin merkezinde bulunup, sistemi çalıştıran askeriye, giderek güç kaybetmeye başladı. Çeşitli alanlardaki müdahale imkânları azaldı.
Peki, askeriyenin geriye çekilmesi sorunları hallediyor mu? Hayır! Bu kez de, 1923'ten günümüze doğru gelirken, süreç içinde kurulmuş olan mekanizmalar sorun yaratmaya başladı.
Basitçe şöyle anlatabilirim:
Hep hayalini kurduğumuz değerler olan "demokrasi", "insan hakları" ve "hukukun üstünlüğü" bağlamında, Ahmet sorun yaratıyordu...
Yıllarca Ahmet'in gitmesi için mücadele verildi... Sonunda Ahmet kenara çekildi... Yerine Mehmet geldi... Tam rahat nefes alacağız derken... Bir de baktık, bizim Mehmet, Ahmet döneminde kurulmuş olan çarkları döndürüyor...
Böyle bir durumda, sistemin çıktısı değişmiyor:
Eskiden Ahmet, gayet adaletsiz biçimde Hasan'ı döverdi... Şimdi ise, benzeri bir adaletsizlikle, Mehmet, Nuri'yi dövmekte...
Halbuki mücadele Hasan'ın yerine Nuri dayak yesin diye verilmedi (isimlere takılmayın, gelişigüzel seçtim.)... Asıl amaç adaletsizliği, haksızlığı, zulmü engellemekti. Dengeyi kurmak, hukuk devletini işletmekti...
Yoksa bir kurbanın yerine, başka bir kurbanı koymak değildi.
Farkındayım, üstü kapalı bir yazı oldu. Önümüzdeki günlerde somut örnekler veririm.