G
ündemimiz, domuz gribi... Virüs Türkiye'ye giriş yaptı ve hızla yayılıyor. Toplum panik! Bunu bildiğim için ben de bu haftaki sayfamı domuz gribine ayırdım. Türkiye'nin bu virüs üzerine en uzman isimlerinden biri olan İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur'a, "Nedir bu domuz gribi? Ve ne yapmamız lazım?" diye sordum. O da herkesin anlayabileceği bir dille virüse dair tüm bilinmeyenleri anlattı...
Çok korkuyor insanlar...
Doğaldır. Çünkü, yeni bir virüs ve hızla yayılıyor. Ve insanlar hiçbir şey bilmiyor.
Peki korkmak lazım mı?
Çok hızlı yayıldığı için korkmak lazım ama diğer taraftan da bu virüsün insanda ölümcül ve ağır bir hastalığa yol açmadığını bilip telaşlanmamak lazım. Ölüm oranı mevsimsel gripten hiç farklı değil, hemen hemen aynı. Hatta daha hafif diyebiliriz. Ölenler de daha çok yaşlılar, solunum sistemi sorunu olanlar, astımlılar...
Yani bu virüsü kapan kişinin özel durumuna bağlı olarak ölüm gerçekleşebilir mi diyorsunuz?
Aynen öyle. Tıpkı mevsimsel gripte olduğu gibi. Mevsimsel grip aslında çok önemsenmez ama yılda ne kadar insan ölüyor biliyor musunuz? 250 ile 500 bin arsında! Ama ne Türkiye'de ne de dünyada ölüm kaydına ölüm nedeni "grip" yazılmaz. Niye? Çünkü, astımlı biri gribe yakalandığı zaman "astım krizinden öldü" denilir. Ya da bir şeker hastası gribe yakalandığı zaman "şeker komasından öldü" denilir.
Peki domuz gribinden şu ana kadar kaç kişi öldü?
Tüm dünyada 4 bin kişi. Bunlarda da ölümün sebebi, hastanın özel bir durumunun olması ve kendini korumamış olmasıdır. Yani bakım yoksa her grip gibi domuz gribi de ölümcül olur ama onun dışında ölümcül değildir.
Neden korkutacak mesajlar veriliyor?
Bakın. İşte en önemli nokta bu! Bütün bu aşı planlarının, verilen mesajların bir tek nedeni var o da bu virüsün kendi içinde başka bir canlı türünün virüsü ile karşılaşmadan yapı değiştirip çok daha hızlı daha ağır hastalık yapan şekle dönüşme olasılığının bulunmasıdır. Yani tüm bu planlamalar tedbir amaçlıdır. Dünyada da Türkiye'de de tek amaç virüsün olası dönüşümüne karşı önlem almaktır.
Virüs dönüşebilir öyle mi? Daha önce yaşanmış örnekleri var mı?
Tabii ki var. Normalde influenza salgınları başta şimdiki gibi hafif hastalık yaparken birden bire ikinci, üçüncü dalgalarında, ölümcül olup 1918 yılında İspanyol gribinde olduğu gibi milyonları öldürebilir. Yetkililerin gribi bu kadar ciddiye almasının nedeni bu.
Türkiye'de hızlı yayılıyor. Ne olacak?
Ne mi olacak? "Herkes bir gün domuz gribi olacak!" Bakın. Sağlık Bakanlığı'nın pandemi grubu var. Profesörlerden oluşan. Haziran ayından beri o kurul toplanıyor. Bizler belirledik kimin, ne kadar aşılanacağını. Slogan o zamanlar, "Salgın kapımızda" idi. Şimdi ise, "Salgın aramızda!" Yani her an herkes domuz gribi olabilir. Çünkü hızlı, seri ve çok kolay yollarla bulaşıyor bu virüs. Bir anlamda kaçınılmaz hal aldı diyebiliriz yani.
Kurulunuz bu durumu aylar önceden tahmin etmişti yani. Neden önlem almadınız?
Almaz olur muyuz? Virüs mümkün mertebe Türkiye'ye geç girsin, en azından aşı hazırlıkları tamamlana kadar diye, tüm virüs bulunan hastaları izole ediyorduk. Her örnekten muayene maddesi alıp laboratuvarlara gönderiyorduk. Hasta yakınlarına, ailesindeki kişilere de koruma amaçlı ilaç veriyorduk. Bunların hepsi terk edildi ya da terk edilmesi lazım. Çünkü artık bu virüs bu basit önlemlere aldırış etmeyecek kadar aramızda. Özellikle altını çiziyorum buranın; "Her kim ki öksürüyor, ateşi var, kırgınlık var ya da başı ağrıyor. Bu normal. Yani mevsimsel grip filan değildir artık. Bilinmeli ki o artık bir domuz gribi hastasıdır!"
Gerçekten mi?
Evet! Örneğin okullarda salgın başladı. Bakın, eğer çocuğumun gittiği okulda birisinde domuz gribi tanısı konmuş ise benim çocuğumda da nezle, grip hali boğazı ağrıyor, öksürüyor, ateşi var ise, artık "Acaba domuz gribi mi?" sorusu sorulmaz ve gereken ne ise o yapılır! Çocuk evde istirahate çekilir ve varsa ateşi bir ateş düşürücü verilir. Yanına da ıhlamur!
Bu kadar basit mi?
Evet! Bu kadar basit ve net yayılıyor. Çok da doğal beklenen bir şeydi zaten bu. Bazen bana soruyorlar. Bu abartıldı mı? Saklandı mı? Niye Ekim ayında çıktı? Aşılar geldiği için mi? Hayır öyle değil. Bütün Kuzey yarım küredeki ülkelerde havaların soğuması ile kapalı ortamlara geçildikçe virüs yayılacak. Türkiye'de havalar o kadar soğumadı ama en azından okulların açılmasıyla bu yaygınlığın olması beklenen bir şeydi. Şaşırılacak bir şey yok. Bakanlık "Biz bunu Kasım'da, Aralık'ta bekliyorduk. Erken oldu" diyor ama biz bekliyorduk!