Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 42 yıllık Su Ürünleri Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi amacıyla hazırlanan ve amatör balıkçılığa bakanlıktan izin şartı getiren "Su Ürünleri Kanun Tasarısı"na amatör balıkçı dernekleri olumlu yaklaşırken, Haliç'e olta sallayan balıkçılar ise soğuk baktı. İşte görüşler:
YASA ŞART, EĞİTİM ŞART
*
Balık Tutkunları Sportif Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Kulübü Derneği Başkanı Mehmet Ergül: 40 yıl önce düzenlenen kanunun değişmesi gerekiyordu. Yeni yasa için geç bile kalındı. "Üreme dönemi, yasaklama anı, boy limitleri, günlük avlanma limiti nedir?" gibi eğitimlerin verilmesi lazım. 40 santimetreden küçük sazan balığı avlanmamalı. Günlük avlanma limiti 5 adet. Çoğu balıkçı, 25-30 santimetrelik balığı öldürüyor. Belgeler sadece Tarım İl Müdürlüğü'ne gideyim belgem olsun mantığı ile verilmemeli. Almanya'da 6 ay eğitime tabi tutuluyorsunuz. Kursu başarı ile bitirirseniz, 2 yıllık amatör balıkçı belgesi veriliyor. Ayrıca 18 yaşından küçükler balığa gidemeyecek mi? Yapılması gereken, eğitimlerin ilkokuldan itibaren ders olarak çocuklara verilmesi.
*
Doğa ve Çevre Dostu Amatör Oltacılar Derneği Başkanı Mustafa Serkan İnanç: En büyük sıkıntı, denizlerden ziyade iç sularda. Her su kenarına giden, yasal olmayan malzemelerle balık avlıyor. Bilgisi yok. Yasaktan haberi yok. Hangi türü avlayabileceğini hangi türü avlayamayacağını hangisinin havyarda hangisinin avlanabilir olduğunu bilmiyor. Bakanlığın düzenleme yapması şart. Ülkemizde endemik türler var. Denetim yapacak birimlerin iyi düzenlenmesi lazım. İl ve ilçe tarım müdürlükleri hafta sonu kapalı. Polise, jandarmaya yetki verilmiş ancak bunlar, "Ben balığı tanımam. Sadece tavada gördüm" diyorlar. Eğitimli timler oluşturulmalı. Ancak parayı topla, kasana koy, sertifika ver ondan sonra hiçbir şeye karışma mantığı ile yapılırsa çok kötü.
BOŞ YER BULUR AVLANIRIM
*
Uğur Karakadı: 20 yıldır boş vakitlerimde balık tutarım. Olta ile niye uğraşıyorlar anlamıyorum. Gırgırlar her yerde geziniyor. Nasıl avlandıkları belli değil. Denizin dibini ve balık neslini mahvediyorlar. Kimse denetlemiyor. Belge almayı düşünmüyorum. Boş bir yer bulur yine avlanmaya devam ederim.
*
Hayrettin Çelik: Belge zorunluluğu getirilir ve ceza kesilirse oltamı kırar bir daha da balık tutmaya gitmem.
*
Okan Uzun: İnsanların bilinçlenmesi ve balık türlerinin korunması açısından belge yararlı olabilir ama bu bir kazanç kapısı haline getirilmemeli.
*
Fethi Ateş: Balık türlerini koruma amaçlıysa tamam fakat önce büyük tekneleri ve yanlış avlananları denetlesinler.
*
Hakkı Ön: Uygun ücretle ve 4 yıl müsadeli olmalıdır. Eğer kısa süreli ve yüksek ücrete belge verilirse insanlar daha ücra göllere ve alanlara gidip avlanır.
*
Cengiz İlhan: Bu her yıl söylenti olarak çıkar ama uygulanmaz. İstanbul Boğazı'nın sahil şeridi spor yapanlarla dolup taşıyor. Rahatsız oldukları için böyle söylenti çıkıyor. n
Ata Demir: Kavgalar oluyor, kaldırımlar işgal ediliyor. Kopan misinalar kuşların ayaklarına takılıyor. Bacakları kopuyor. Denetim şart ve bu uygulamayı destekliyorum.
BALIKÇILAR DA AŞIRI AVLANMADAN RAHATSIZ
Sinop
- Kastamonu Balıkçılar Birliği Kooperatifi Başkanı Ali Bayrak, balıkçıların denizde balık kalmayıncaya kadar avlanma çabasında olduğunu, aşırı ve bilinçsiz avlanma nedeniyle Karadeniz'de balık türlerinin azaldığını söyledi. Bayrak, hamsi sezonunun yaşandığı Karadeniz'de balıkçıların aşırı avlandığına ve fazla avlanan hamsinin balık unu ve yağı fabrikalarına gönderildiğine işaret etti. "Balık varken tutalım yokken bekleyelim mantığını artık bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz" diyen Bayrak, çok balık tutmanın çok para kazanmak anlamına gelmediğini vurguladı. Sürdürülebilir balıkçılık için bütün balık türlerine kota uygulanması gerektiğini, aşırı avlanmanın Karadeniz'de balık türlerini azalttığını dile getiren Bayrak, sözlerine şöyle devam etti: "Yıllar önce böyle değildi. Neden olarak bilinçsiz ve sorumsuz avcılık dediğimiz aşırı avlanmayı örnek gösterebiliriz. Ayrıca gelişen teknolojinin balık üzerinde çok büyük etkisi ve baskısı var." Son dönemlerde balıkçılıkta gelişmeler olduğunu da dile getiren Bayrak, "Yapılan çalışmalar yine de yeterli değil. Türkiye'nin 3 tarafı deniz fakat balıkçılıkla ilgili bir bakanlığın olmaması da bizim ayıbımız. Bazı ülkelerin denize kıyısı yok ama bakanlığı var" diye konuştu.