Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nden, bundan tam 100 yıl önce Arjantin'in başkenti Buenos Aires'e giden ve dönüş yolunda başlarına gelmeyen kalmayan 9 Kayserili'nin hikâyesine dair belgeler çıktı. Yedikıta dergisinde yayınlanan belgelere göre, 1913'te Kayseri'nin Develi kazasından ekmek parası için yola çıkan 9 Osmanlı vatandaşı, kendilerini Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te buldu. Orada 3 yıl çalışan Develili Osmanlı vatandaşları, Sabah gazetesinde yayımlanan seferberlik emri üzerine bir Fransız vapuruna binerek bir ay sonra Marsilya şehrine geldiler. Vapurdan tüm yolcular indiği halde, Kayserililer'in çıkışına izin verilmedi. Çünkü kendileri henüz yoldayken, 5 Kasım 1914'te Fransa Osmanlı devletine, 11 Kasım'da da Osmanlı devleti Fransa'ya savaş açmıştı. Ama Kayserililer'in bundan haberi yoktu. Böylece yolculuk esnasında sivil Osmanlı esiri olduklarını da tahmin edemediler. Talihsiz Kayserililer Marsilya'dan Korsika Adası'na gönderilerek esir kampına koyuldular. Bu kamptan kaleme aldıkları ve esir olarak yaşadıklarını anlattıkları mektup ise, 1916'da bir Alman savaş esiri aracılığıyla İsviçre'nin Bern şehrindeki Almanya elçiliğine teslim edildi. Buradan da Osmanlı devletinin Bern Elçisi Fuad Selim Bey'e ulaştırıldı. Ancak, Osmanlı'nın bu 9 Kayserili'yle ilgili bir girişimde bulunup bulunmadığı bilinmiyor.
HABER ALINAMADI
İşte Osmanlı esirlerinin kendi tabirleriyle "feryadname" adını verdikleri ve ancak 10 Nisan 1918'de Hariciye Nezareti'ne yani dönemin Dışişleri Bakanlığı'na iletilmiş olan mektupları: "Bern Osmanlı Sefiri Fuad Selim Bey'e; Beyefendi, bizler Türkiye Anadolu'sunun Kayseri sancağına tabi Develi kazası ahalisindeniz. Üç seneden beri ailemizin geçişi için Amerika'nın Buenos Aires şehrinde çalışmakta idik. Mukaddes vatanımıza kavuşmak hevesiyle ve Sabah gazetesinin ilan ettiği seferberlik emri üzerine Türkiye'nin harp ilanından önce Buenos Aires Şehbenderhanesi'ne (konsolosluk) giderek pasaportlarımızı aldık. Bizleri vapurdan bütün siviller çıkana kadar bırakmadılar. İki saat sonra polis bizleri alıp doğruca karakola götürdü, pasaportlarımıza bakıp bizleri Anton Fareş isminde bir otelciye teslim etti. Meğer bizler vapurda gelirken Türkiye ile Fransa arasında harp ilan olunmuş. Türkiye'ye gitmek için müsaade talep ettik, vermediler. İtalya'ya, Bulgaristan'a ve Yunanistan'a dahi yol vermediler. Bu halde Marsilya'da 38 gün serbest bıraktılar. Birkaç gün evvel iki polis ile otelci ve bir komiser saat beş raddelerinde gelip bizlerden zorla 1160 frank aldılar. Bizler yalnız dokuz kişiyiz. İbadetlerimize dair hiçbir şey yapamıyoruz. Ne namaz ne oruç. Başka bir Türk kampına gitmek için müsaade eyledik, bir cevap alamadık. Afedersiniz, Anadolu lisanıyla yazdığımız şu mektubumuzu değil mektup, feryatnamelerimiz olarak telakki ediniz. Cümlemiz istirham ile bizlere bir imdat etmenizi rica eyleriz." 9 Kayserili'nin kurtulup kurtulmadığına, evlerine dönüp dönemediğine dair ise bir belge bulunamadı.