Kadın cinayetlerinin izini süren beş genç kadın, Türkiye genelinde yaşanan benzer vahşetlerin peşini bırakmıyor. İlke Acar (23), Gökçesu Özgül (28), Sevda Polat (24), Fikriye Yılmaz (23), Ezgi Akça (24)... Hepsi de henüz 20'li yaşlarında bu 5 kadın, 3 yıl önce oluşturulan "Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu"nun üyeleri... Üç yıldır Türkiye'de nerede bir kadın cinayeti olsa, İstanbul'dan yollara düşüyorlar, kurbanların öldürüldükleri yere çiçek bırakıyor, aileleriyle tanışıyor, davaları takip ediyor ve katillerin ceza alması için de var güçleriyle çalışıyorlar.
'BİRİ DE BEN OLABİLİRİM'
Kadın cinayetlerine kurban gidenlerin aileleriyle birlikte, platformun 18 ile yaygınlaştırmayı başardılar. 13 ayrı ilde de kadınların kurban olduğu cinayetlerin davalarını takip ediyorlar. Şimdiye kadar müdahil oldukları bazı davalar da katillerin ağır ceza almasında pay sahibi oldular. İlke Acar, platformun Türkiye temsilcisi ve henüz 23 yaşında. Aynı zamanda üniversite öğrencisi. Bu kadar genç yaşta bu sorumluluğu almaktaki motivasyonunu, "Kadınlar yaşamın yarısını oluşturuyorlar, bunun görevim olduğunu düşündüm" sözleriyle anlatıyor. Avukat Gökçesu Özgül, platform adına neredeyse bütün davalara katılan avukatlardan biri. Amerika'da yaşadığı dönemde haberdar olduğu "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu"na döner dönmez katılmış. "Çok fazla kadın ölüyordu, onlardan biri ben de olabilirim hissiyle katıldım" diye konuşuyor. Sevda Polat, kamu yönetimi eğitimi almış. Platformla tanışması ise 'Sahip Çıkıyoruz' adını verdikleri, cinayete kurban giden kadınlar için yapılan karanfil eylemiyle olmuş. Şimdi platformun basın sözcülüğünü yapıyor. "Yasalar kadının yaşam hakkını alana en ağır cezayı vermeli" diyor. Fikriye Yılmaz da platformun İstanbul temsilcisi. Eskiden 'aşk cinayeti' gibi sıfatlarla haklı gösterilen cinayetleri şimdi 'kadın cinayeti' tabiriyle kamuoyunun bilincine kazıdıklarını söylüyor. Yılmaz, "Hükümet bu konuyla ilgili somut adımlar atıyor" diyor. Platformun Kartal temsilcisi Ezgi Akça da teoride kalan çalışmaların yetersizliğini görünce, toplumsal alanda da bir şeyler yapmak istemiş ve platforma dahil olmuş.
BAŞBAKAN'A ÇAĞRI...
Polisler ve savcılarla işbirliği yaparak, kadın cinayetleri durdurabileceklerine inanan platform üyesi kadınlardan avukat Gökçesu Özgül alınması gereken hukuki tedbirleri şöyle sıralıyor: "Türk Ceza Kanunu'na 'kadın cinayeti' tabiri girmeli. Yargılama buna göre yapılmalı. Ceza indirimleri uygulanmamalı. En çok koruma talebi Konya'dan geliyor. Şimdiye kadar 10 kadın da, kimlik bilgilerinin değişmesi talebiyle başvuru yaptı. Başbakan da kadına yönelik şiddete yönelik açıklama yaparsa, eminim toplum nezdinde çok etkili olacaktır."
GÜLAY YAŞAR'DAN MÜNEVVER KARABULUT'A KADAR ONLARCA DAVA...
Platform
, ilk olarak boşandığı kocasının evinin penceresinden düşen Gülay Yaşar davasını takip etmeye başladı. Genç kadının babası Duran Yaşar, dilekçeyle kendilerine başvurdu ve davayı takip etmelerini istedi. Baba Yaşar da şimdi platformun aktif üyesi. Gülay Yaşar'ın kocası cinayetten değil, tehditten ceza aldı. Ama 7 yılın altında ceza aldığı için şu anda dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Platform bu davayı AİHM'ye götürdü. Daha sonra koruma altındayken İzmir'de öldürülen Ferdane Çöl, Siirt'teki Esin Güneş, Konya'da Gülşah Aktürk davası, Dilber Keskin davalarının peşine düştüler. Şimdiye kadar Ayşe Seren Ayla, Ferdane Çöl davalarıyla, bir cinsel saldırı davasına müdahil olma hakkı kazandılar. Ağırlaştırılmış müebbet kararı çıkan; Eskişehir'deki Öznur Uluişten davası, Münevver Karabulut davası, Ayşe Paşalı davası ve Necla Yıldız davasında etkin rol üstlendiler.